Aklıma gelen fakat bir türlü kâğıda dökemediğim söyleyecek o kadar çok lâfım var ki...
Bugün onlara değinmeye çalışacağım...
Geçen hafta oynanan Göztepe-Osmanlıspor maçını sarı kırmızılı İzmir takımı kazandı...
Tribünlerin coşkusunu anlata anlata bitiremiyorlar. Bir İzmir takımı uzun aradan sonra süper lige katılıyor; yapılan tezahürat az bile...
Maç bittiğinde bütün stadyum İzmir Marşı ile çın çın çınlamış...
Helal olsun İzmir'e
* * *
Osmanlıspor, Osmanlı hayranı bir babanın çocukları tarafından kuruldu. Ahmet Gökçek, önce Ankaraspor'un başına geçti, sonra da kulübün adını Osmanlıspor olarak değiştirdi. Takımın artık stadı da var, adı da Osmanlıspor Stadı...
Ahmet Gökçek'in kardeşinin adını da söylüyorum, Osman...
Babanın, çocuklarına ne kadar güçlü Osmanlı aşısı yaptığını anlayın artık!
BİR BU EKSİKTİ
Türkiye, sivil toplum örgütüne sahip ülkelerin başında geliyor...
Hukuk ve adaletin egemen olduğu gelişmiş ülkelerde insanlar sivil toplum örgütü kurma ihtiyacı duymuyor... Toplum, hukuksuzluk ve adaletsizlik sıkıntısı çekerse sivil toplum örgütleri kurarak sıkıntılarını paylaşmak zorunda kalıyor...
Parlamenter demokrasiden yoksun bırakılan ülkelerde, yani monarşi ve benzeri sistemlerde STK ihtiyaçtan doğuyor. Ancak STK'lar bizde ne bir anlam ifade ediyor, ne de sorun çözüyor...
Mesela eğitim dünyasına bakınız... Onlarca dernek ve sendika var; buna rağmen iktidar bildiğini okuyor, müfredatı allak bullak ediyor. Bunu engelleyecek bir STK biliyor musunuz; var mı, engelleyebiliyor mu!?
Şu STK enflasyonuna bakın; bir de eğitime ilişkin "İttihad-ul ulema" diye bir birlik peydahlandı. Türkçe adı "Alimler Ve Medreseler Birliği" imiş, başkanı da Mehmet Şenlik adında biri...