Ülkeyi nereye götürüyoruz sorusuna cevap arıyorum... * * * Gülşah Erol, ülkemizin önde gelen sanatçılarından biri, müzisyen... Çello çalıyor; bu enstrümanın bir adı viyolon, bir diğer adı da kontrbas... Dediğim gibi Erol seçkin bir müzik insanı... Kadıköy'deki metro girişinde bir grup polis sanatçıyı durduruyor, üzerini aramak istiyorlar, orada o anda kadın polis yok, itiraz ediyor ve üstünü aratmamak için direniyor... Birden polislerin saldırısına uğruyor, sanatçının çellosunun bulunduğu kutuyu "İçinde bomba olabilir" diye kırıyorlar, sanatçıyı tekmeliyorlar, yumrukluyorlar... Bu arada ağıza alınmayacak küfür savurup hakarette bulunuyorlar, yetinmiyorlar "Sen teröristsin" diyerek sanatçıyı bir odaya kapatıyorlar. Şiddete bakın, ellerine kelepçe vuruyor ve yüzüne bayrak sarılı yumruklar atarak "Senin gibilere bu ülkede yer yok, hainler bu ülkeden gitmeli" diyor ve dakikalarca hakaret edip işkence yapıyorlar... Olay 2 Ağustos günü yaşanıyor, Erol darp edildiğini kanıtlamak üzere rapor alıyor, savcılığa başvurarak polislerden şikâyetçi oluyor... * * * Bugün pazar; olayın üzerinden dört tam gün geçti, Gülşah Erol'u darp eden, yaralayan, çellosunu parçalayan, sanatçıyı içi hinlik dolu kafalarıyla terörist diye suçlayan, müzisyenin ve benzerlerinin Türkiye'den defolup gitmelerini isteyen polisler hakkında ne yapıldı acaba? Bir şey yapılmadıysa bu olayı naklederek suç duyurusunda bulunuyorum, gereği herhalde yapılacaktır... * * * Ülkeyi hukuk fakiri haline getirerek toplumun haklarını, güvenliğini ve özgürlüklerini iz'an ve idrak yoksunu ve insan sevgisinden nasibini almamışların ellerine bırakmak suretiyle toplumsal değerlerin berhava edilmesine, daha ne kadar ve nereye kadar müsamaha göstereceğiz... Bu ve benzeri olaylara yol açanların ellerinden Türkiye'yi kurtarmak zorundayız. Ülkeyi yaşanmaz hale getirmek kimsenin haddi değildir, olmamalıdır... Unutulmasın, Türk Milleti'nin karakteri polis dahil hiçbir sultanın altında yaşamaya açık değildir... Bunu biliyor musunuz------------------------------ ------------- Erdoğan'ın "Elimizde büyüdü" dediği Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın kız kardeşi -Ablası diyorlar- Ayşe Hilal Sayan'ın (Koytak) Kuveyt'e Büyükelçi olarak atandığını yazmıştım... Yeni ortaya çıktı... Diğer kız kardeşi Nazmiye Sümeyye Sayan'ın da AKP'den seçilen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis üyesi olduğu öğrenildi. Nazmiye Sümeyye Hanım aynı zamanda Digimeg Eğitim Danışmanlık ve Medya Hizmetleri Sanayi ve Ticaret şirketinin hem müdürü, hem ortağıymış. Bu şirket AKP'li belediyelerden yüklü ihaleler almış... Gelelim, bakanın erkek kardeşine... Ömer Fatih Sayan ise hâlâ BTK başkanlığı görevini yürütüyor. BTK, Bilgi Teknoloji Kurumu demek. Bakanın başka kardeşleri olsaydı kim bilir onlar da hangi kurumlarda hizmet veriyor olurlardı... Cemaati diriltmek ha...------------------------------- FETÖ çetesinin ağzı sayılan Zaman gazetesi kapatılınca iblisin sesi kısıldı diye düşünebilirsiniz... Yanlışınız var, çetenin sesi bir gazete hâlâ yayında... Zaman adlı paçavranın yerini o gazete aldı. Fetöcü Hüseyin Gülerce'yi aklamakla kendini görevli sayan küçük bir adam, cemaatçiliği diriltme gayreti içerisinde... Ya da alkışladığı Işıkçılar grubunu, fetöcülerin yerine ikame etmeye çalışıyor. Gazetenin yönünü belirleyen ifade 15 Temmuz darbesi ulusalcıların eseri mealindeki manşetti... Hinoğlu hinlik de bu kadar olur, ihaneti ayağa kaldırmak hevesindeler... * * * Gazeteci yazar arkadaşımız Ümit Zileli, bu gazetenin televizyon kanalında görevli olmasına rağmen lâfını esirgemedi, babayiğitliğini gösterip oynanan cemaatçilik oyununu tokat gibi yüzlerine vurdu... Zileli'yi gönderdiler, yerine Ankara'dan asker eskisi birini ekrana çıkardılar. Meğer ulusalcıları hedef alan o malûm manşetin müellifi bu isimmiş... Ulusalcılara saldırının talimatı acaba üst akıl dedikleri Pensilvanya'daki hainden mi, onu da mutlaka araştırmak lâzım! DERKENAR--------------------------------------- Yoksa Hüseyin Gülerce, cemaatçilerin yarattığı derin devletin içinde görünerek asıl devlete casusuluk mu yapıyordu. Öyle diyenler var, katılmıyorum. Devletin ne beyinsizlerin, ne edepsizlerin, ne döneklerin, ne ikili oynayanların ve ne de korkakların yardımına ihtiyacı vardır. Devlet bunlara sığınmaya tenezzül etmez. Fikri sahtekârlık, ihaneti seçenlere, döneklere ve hainlere özgüdür, devlet bunlardan da uzak durur! ANLAMLI SÖZLER------------------------------------------- RÜYALARI gerçekleştirmenin en iyi yolu uyanmaktır. (Henry FORD)