Bugüne kadar kaç bayramı doyasıya yaşadım vallahi hatırlamıyorum. Şimdi ise artık, torunlardan bayramın geldiğini fark ediyoruz. İçinde bulunduğumuz hayat şartları, birçok isteği engellerken, bir de bayram öncesi deprem haberleriyle sarsıldık. Boğucu sıcaklık, biz İstanbullular’ın korkusuna kibrit çaktı. Neyse, herşey Allah’tan. Ve köşedeki resmime bakacak okurlarıma berhudar olun diyorum. El öpenleriniz çok olsun.
Evet, susun bari Kaz Dağları katliamı, büyük bir toplum olayı haline geldi . 195 bin ağaç için bu protesto. Toprağın derinliklerine kadar tabiatı, yaşamı zehirlemesi de var tabii. Toplumsal yanı ise, Kaz Dağları’nın yanından bile geçmemiş insanların, otobüslerle dağa akmasıydı.
★ ★ ★
Olayın bir de garip tarafı var. Yıllardır sürüyormuş bu işlem. O zaman da ufak çaplı gösteriler yapılmış, yine araştırma önergesi verilmiş ama duyurulamamış. Bir başka gariplik de, beden işçiliği A’dan Z’ye bize ait. İyi taş taşıyormuşuz da… Konuşup duruyorlar. Açık alanda siyanür kullanılmıyor, siyanür Atıkhisar Barajı’ndan uzakta diye.
★ ★ ★
Taşeron firma Doğu Biga Madencilik için de bir sürü şayia çıktı. Ama, adı üstünde şayia. Kesinleşirse onları da konuşuruz. Beni şaşırtan konuşma ise, AK Parti Çanakkale Milletvekil iBülent Turan’dan geldi. Dedi ki: “2 yıldır ağaçlar kesiliyordu, eylem yapmadınız da şimdimi aklınıza geldi.” Ve noktayı şöyle koydu: “Bugün eylem yapmanın ağaçlara faydası yok.” Haklısın sayın milletvekili. Benim de sözüm yok zaten. Ahmet Hakan’la aynı düşüncedeyim. “Yeter artık susun bari. Boş yapmayın.” Ağzına sağlık Ahmet.