Bekliyorduk, “Joe Biden ne diyecek?” diye. Aslında o, seçim kampanyası sırasında vaat olarak “Soykırım” diyeceğini söylemişti ama nedense duymamazlığa geldik ve kampanya süresince Ermeni diasporası çalıştı da çalıştı. Öyle ki, Kaliforniya’yı bile Biden’a aldırdılar. Biz ise, devletin kurduğu Türk-Amerikan Yönlendirme Komitesi’ne bel bağlamıştık. Ancak seslerini dahi duymadık ve iş olacağına vardı. Bu biiiir.
*
Gelelim 24 Nisan konuşmasında geçen Konstantinopolis’e. Yani İstanbul değil. Biden’ın, Yunan Megalo İdea’sına yaktığı yeşil ışık. Bu da bir borç ödemesiydi. Çünkü Rumlar, onu 36 yıl süreyle Delaware eyaletinde senatör seçtirmişlerdi. Bir taşla iki kuş vurup bu borcu da ödemeliydi. Zaten Biden, 47 yıllık siyasi yaşamında Türkiye aleyhine oy vermiş, liderlik yapmış birisiydi. Ayrıca dış politikasını eleştirdiğimiz ne AK Parti, ne de Recep Tayyip Erdoğan o zamanlar daha yoktu. Bu ikiiii.
*
Bir de bu yakıştırmanın geçmişine bakalım. Uruguay’ın 1965’de soykırımı kabul etmesiyle başlayan bu hassas konumuza, bu güne kadar 29 ülke daha “Soykırım” dedi. Dostumuz Vladimir Putin de, sözde soykırımın 100’üncü yılındaki anma töreninde yani altı yıl önce Erivan’da bir kez daha tekrarlamıştı. Ancak, hiç dert etmemiştik.
*