Türkiye’ye gelen ilk parti Çin aşısı, 13 Ocak’ta Bakan Fahrettin Koca’ya yapılarak aşılama başlamıştı. Sonra sağlık çalışanları ve 90 yaştan aşağıya doğru devam etti. Bildiğimiz kadarıyla 13.5 milyon doz aşı geldi ve 3 milyon kişiye de ikinci dozları vuruldu. Yani nüfusun yüzde 5’ine. Durum böyleyken, vaka sayılarında da yüzde 100’e varan bir artış başladı ve devam ediyor. Günlük vaka sayısında dünyada beşinci ülkeymişiz. Demek ki, aşılama yeterli değil. Hatırlarsanız, Bakan Koca, “Günlük 2 milyon kişiye aşı yapacak kapasitemiz var” demişti ama varsa yapılır. Ayrıca deniyor ki, bu ayın sonuna kadar 37.5 milyon doz daha gelecekmiş. Mayıs ayı içinde de 100 milyon doza tamamlanacakmış. Ne diyelim, İnşallah.
*
BU GÜNLERİ ARAMAYALIM DA…
Son durum bu. Peki biz ne yaptık? Kapanmadan açıldık ve dört renkli normalleşmeye geçiverdik. Bu esnetmeyi de ekonomik kriterlerin belirlediği artık herkesin malumu. Beni korkuttu bu serbestlik. Erken oldu galiba. Prof. Dr. Mehmet Ceyhan da, vaka sayılarındaki artışa rağmen hiçbir uluslararası bilimsel kurulun bu esnekliği önermediğini söyledi. Bundan sonraki artışın ilk hedefi olarak İstanbul, Ankara ve İzmir’i işaret eden Ceyhan, “Tablo Kasım, Aralık’tan kötü olur mu diye endişeliyim” dedi. Ben de endişeliyim. Dün Bağdat Caddesi’nden geçtim eski günlerine dönmüştü. Maskesiz, az mesafeli...
İkinci doz aşımdan sonra da aşı şişemi hatıra diye aldım. Çin, bu aşıdan 27 ülkeye ihraç ediyormuş. Diğer iki aşıyla birlikte 50 ülkede aşılama devam ediyor. Buna göre en az 120 ülke daha aşı ile tanışamamış. Çin, yıl boyunca 2.6 milyar doz aşı üreteceğini açıkladığına göre, inşallah onlara da sıra gelir. Tabii para bulabilirlerse. Onun için diyorum ki, halimize şükredelim. Başladık, yavaş da olsa devam ediyoruz. Hızlanır diye de ümit edelim. Güzel günler gelecek inşallah.