Bizim gençliğimizde, yanında bir kadın olan adamla kavga edilmezdi, ayıptı. Artık ufacık evlatlarının yanında kadınlar öldürülüyor. Nerdeyse her gün. Nesil farkına bakın.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da dayanamayıp, “Emine Bulut hanımefendi ile ilgili olay, yenilir yutulur bir olay değil; ciddi bir vahşet, alçaklık, adiliktir” dedi.
“Ölmek istemiyorum” bugüne kadar öldürülen binlerce kadının çığlığıydı. Bu sefer duyuldu. İnşallah, önceki Emine’ler gibi unutulmaz. “Lütfen ölme anne”, “Ben annesiz uyuyamam” diyen çocukların çığlığı da.
Öldürülen kadınların çoğu boşanmak istediği ya da boşandığı için öldürülüyor. Bunda cahil ailelerin de payı var tabii. Peki, sigarayı, içkiyi buzlayıp, silahı, bıçağı, kelle koparmayı, kahramanlık olarak gösteren dizilerin hiç mi payı yok acaba?
Onun için kadına şiddetin veya şiddetin her türlüsünün meşru kabul edildiği bir kültürün varlığını da yok sayamayız.
Yazının sonu: İşte bilinçaltındaki gerçek. Sosyal medyada gördüm. Çocuğa “Ailenin resmini çiz” demiş öğretmeni. Çocuk da annesi, babası ve kardeşiyle kendini çizmiş. Babanın ağzı ve kolları yok. Öğretmeni sormuş: “Neden?” Cevap: ”Babamın annemi dövmemesi ve küfür etmemesi için.”