Kartal orta sahadaki sorunu Tolgay ile çözdü. Zorlu maçları da
kazandı. Artık yukarıdan inmezler. Beşiktaş zor bir devreden
geçmesine rağmen işi kolaya çevirdi. Kadro geniş olunca Şenol Güneş
rahat rahat hepsini kullanabiliyor. Yalnız önceki gün SABAH Spor'da
bir haber çıktı, "Şenol Güneş, Avrupa'da en yerinde oyuncu
değiştirerek skoru lehine döndüren teknik direktör" diye. Ben buna
katılmıyorum... Şenol Güneş, sahaya önce gerekli takımı çıkarmıyor
sonra da bakıyor olmuyor, ilk çıkarması gereken takımı sonradan
buluyor. Haliyle de skor değişiyor... Güneş önce eşeğini
kaybettiriyor. Sonra bulduruyor, sevindiyor tabiri caizse...
Beşiktaş'ta orta saha sorunu vardı. "Atiba yaşlandı, yoruldu"
diyorlardı. Oğuzhan istenileni veremiyordu. Talisca hep hücumu
düşünüyor, kendine oynuyordu. En sonunda Şenol doğruyu buldu,
Tolgay'ı oraya monte etti. Çünkü Tolgay hem defansta hem hücumda
hem de topa sahip olmada çok faydalı oynuyor. Çok bekledi ama geç
de olsa sonunda ödülünü aldı.
Öyle veya böyle Beşiktaş yukarıyı yakaladı. Kadro avantajı da var.
Sezon sonuna kadar artık yukarıda gidecek.
Gençlerbirliği'nin kadrosu bu kadar, çapı bu kadar. En az 1 gol
atmadan, İstanbul'daki büyüklerin sahasından zor dönersin
memleketine.
Herkes maç seyrediyor, bir bakıyorsunuz yine Şenol Güneş ile Ümit
Özat birbirlerine giriyor. Yetti gari! Millet sizi mi seyredecek,
maçı mı izleyecek! Türk futbolunun Hacivat- Karagöz'ü gibi oldunuz.
Hakemin biri çıkar bir gün ikinizi kol kola yollar. O zaman
anlarsınız.
Hakem Mustafa Öğretmenoğlu, Atiba'ya yapılan net penaltıyı görmedi.
Sonra da aynı pozisyonlarda değişik kararlar verdi. Mesela Medel'in
rakibine ceza alanı içindeki net faulüne penaltıyı çalamadı. Zaten
bu hakem deplasman takımları için pek hayırlı olmuyor diyorlar.
Peki Medel'in bu pozisyonuna çalmayan hakem tam 90. dakikada
Atiba'ya Medel'in rakibine yaptığından daha hafifi yapıldı. Buna
faul çaldı. Ekranı ikiye bölün, getirin oynatın, ne olduğunu net
şekilde...