Dün geceki skorun Fenerbahçe açısından iki tane sorumlusu var.
Birisi Volkan Demirel, diğeri Aziz Yıldırım... İkisinin bu maçtan
evvel yaptığı hareketler ve saçma sapan konuşmalar, Fenerbahçe
takımını futboldan koparmış. Sen çıkıyorsun, "O futbolcu bana
gelmek istiyor, bu futbolcunun belgesi var. O şöyle dedi, bu böyle
dedi" diye açıklama yapıyorsun. Yahu kardeşim sen dön kendi
takımına bak! Senin her konuşman; rakibi hırslandırır. Senin
futbolcunu takımdan, oyundan ve hedeften koparır. Eee, bu işler
böyledir! Sen, "Şu futbolcu bana gelecekti, ben bunu yapacaktım"
diye konuştuğun her anda o mevkide oynayan oyuncu oyundan düşer. Üç
defa düşünüp, bir defa konuşacaksın! Aziz Yıldırım kaşındı, Volkan
kaşındı. Sergen de Kayserispor da onları kaşıdı. Bu kadar
basit!
İlk yarının son 10 dakikası hariç maçın direksiyonu Kayserispor'un
elindeydi. Hep topa basarak, adama oynayarak oyuna çıktılar ve çok
başarılı oldular. Ne zaman golü yediler? Topu ileri
vurduklarında... Mehmet Topal'ın attığı gol de öyle bir pozisyondan
geldi. Pozisyonun hazırlanışı yok.
Kayserili oyuncudan geliyor top.
Peki Fenerbahçe'nin durumu ne?
Bir tık yukarı çıkabilseler, farklı yerlere gelecekler. Ama hep bir
yerlerde takılıyorlar. Kafasını önüne eğip işini yapan futbolcu
adedi dün gece azdı. Volkan Demirel, basketbol maçında ellerini
kollarını kaldırıp da sağa sola "İşte böyle, her sene böyle" diye
bağırıyor ama, 30-35 metreden vurulan topları da "İşte böyle, her
sene böyle" deyip içeri alıyor. Spor ahlakı farklı bir şeydir, hırs
ayrı... Ama spor ahlakından noksan insanların da toplumdaki yeri
bellidir. Fenerbahçe'de çalışan, bir şeyler yapmayı deneyen bir
futbolcu vardı. Mehmet Topal. Onun da gücü bir yere kadardı.
Düşünün, rakip takımda vazifesini yapmayan yok. Bu taraftaki
takımda da vazifesini yapan bir takım var. Ve skor 4-1... Çok doğru
bir skor.