MAÇ bitiyor... İki takım oyuncuları inanılmaz efor harcayarak
birbirlerine giriyorlar. Tekmeyi, tokadı birbirine yapıştıran
yapıştırana! İğrenç... Maçta kalite yok. Teknik, taktik hak
getire... Ama maçtan sonra sahada tekme tokat muazzam. Soldado ile
Belhanda orta sahada birbirine giriyor.
Fırat Aydınus, her zaman olduğu gibi idare etmeye çalışıyor. Bakın,
maçı yönetmiyor idare ediyor! Olaya orada el koysa bunların hiçbiri
olmayacak. Ama hep eyyam, hep eyyam! "Olay bana yıkılmasın. 90
dakika bitsin ben gideyim" diyor... Al, git işte ne oldu? Millet
birbirini yedi. Mutlak bunun faturası ağır olacaktır. Tabi Futbol
Federasyonu, Futbol Federasyonu'ysa... Ama futbolculara çıkan
fatura kadar da hakeme fatura çıkmalıdır.
Fatih Terim maçtan sonra hakeme bir şeyler söylüyor. Eğer Terim,
Fırat'a "Son dakikalardaki bu olayları biz kenardan gördük. Sen
görmedin. Bu maçı bu hale soktun. Yapacağın hakemliğin içine..."
demişse yüzde 100 haklı. Başka şeyler demişse onu bilemem. Çünkü
Fırat, Fatih Terim'e kırmızı kart gösteremedi. Raporuna ne yazar
bilemem. Yarın öbür gün bu futbolcular ceza alacaksa bunun baş
sorumlusu Fırat Aydınus'tur. Maçı yönetmediği idare ettiği
için.
Şimdi oyuna gelelim. Fenerbahçe takımı fizik olarak Galatasaray'a
göre daha iyi. Galatasaray 2-0 öne geçmesine rağmen maç 2-2
bittiyse bu Fenerbahçe'nin şanssızlığı ve beceriksizliği... Peki,
bu Galatasaray şampiyonluğa oynuyor. İşi çok zor, oynayamaz! Çünkü
sahada sağlam duramıyor.
Nereden bakarsanız bakın kalitesi olmayan ama heyecan düzeyi yüksek
bir maç oynandı. 4 gol oldu, maç 2-2 bitti. Burada futbola yazık
oldu. Daha da yazık olan maçtan önce kalp krizi geçiren Fenerbahçe
taraftarına... Onun ruhu şad olsun. Sahada bize bu çirkinlikleri
yaşatanlara da yuh olsun!