Bu derbi değil, dertbi! İnanılır gibi değil. 15 gündür Türkiye,
G.Saray-F.Bahçe derbisiyle yatıp kalktı. İki hoca birbirinden
korktu, futbolcular birbirinden korktu, hakem maçtan korktu. Oyunu
doğradı, doğradı, doğradı… Rosto gibi yaptı! Oyunun içine etti. İki
takım arada bir hareketlenecek gibi oldu, orada oyunu durduran
hakem oldu.
Şöyle söyleyeyim; hakemin VAR'a gitmesi, konuşmalar, oyuncu
değişiklikleriyle maçın ilk yarısının 55, ikinci yarısının 65
dakika oynanması lazım. Hani biraz sallıyorum ama emin olun ona
yaklaşık olması lazım.
Efendim bu karşılaşma 'dünya derbisi'ymiş. Bırakın arkadaşlar ya!
Dünya derbisi böyle olur muymuş? İnsan biraz futbol oynar ya!
Türkiye'de oynanan futbol maalesef bu.
Yalnız, bir de olaya Cüneyt Çakır açısından bakalım… İki takım
çıkmış, bir halt oynamıyorlar. Devamlı birbirlerinin üzerine
oynayan, futbolu düşünmeyen, oyunu koparacak girişimlerde
bulunmayan oyuncular… Ben de Cüneyt Çakır'ım diyelim, diyorum ki
"Şu maçı biraz oynatayım, gazı bastırayım. Ufak tefek faulleri
çalmayayım" falan… Bu sefer de olay Cüneyt Çakır'ın üstüne
yıkılacaktı. Ne yaptı Cüneyt Çakır? "Zaten iki taraf da rezalet
oynuyor. Ben de oyunu keserim, takımların da istediği olur ben de
yara almam" diye düşündü herhalde.
Yalnız şunu altını çizerek söylüyorum; Cüneyt Çakır'ı Babel'in kolu
kurtardı. Net penaltı pozisyonunu çalmadı, korner verdi. Aslında
pozisyon korner bile değil, auttu. Çünkü Galatasaraylı oyuncu
darbeyi yiyince sağ ayağıyla topa ters vurdu, yani vuramadı. İnanın
maçta yazılacak hiçbir şey yok. İki takımdan da "Şu oyuncu çok iyi
oynadı" diyebilecek adamı düşünüyorum, bulamıyorum. Peki kötüler
var mı? Var… Onlar da arada kaynadılar.
Galatasaray'ın stoperleri için ne yazsak veya konuşsak az.
Onla...