Son zamanlarda moda bir cümle var; "Bu maçı versek ne olur veya
berabere kalsak ne olur? Dünyanın sonu değil" diye...
Ama dün akşamki Antalya maçı, Fenerbahçe açısından dünyanın sonu
olabilecek bir maçtı.
Bunun için de Aykut Kocaman, her şeyi sağlama almış özellikle
rakiple dişe diş mücadele edecek, koşacak, rakibe basacak
oyuncuları seçmiş kadrosuna. Soldado, geçen hafta 3 tane atmasına
rağmen yine yedekte. Valbuena desen, o da yedek... Bir futbolcunun
üç gol atması demek bir hafta sonra oynaması da demek değil. O
geçen haftanın şartlarıydı.
Nitekim Fenerbahçe dün gece iyi futbol oynamadı. Ama iyi mücadele
etti ve altın değerinde 3 puanı aldı. Bundan sonra ne olur?
Önümüzdeki hafta Beşiktaş-Galatasaray oynayacak. Yani şampiyonluk
yarışındaki rakipleri birbirleriyle oynuyor. Bakınız!
Fenerbahçe, şampiyonluğa giden tencerenin içine girip orada
kavrulmak istiyor. Antalyaspor karşısında sarı-lacivertliler mağlup
olsaydı veya berabere kalsaydı şampiyonluk tenceresinin dışında
kalacaktı. Belki de ateşin içine düşecekti! Fenerbahçe, dün akşam
kazanarak o tencerenin içinde kavrulmaya devam ediyor. Peki
Fenerbahçe bu oyunuyla ne yapar? Şampiyonluk yarışında işi sona
kadar götürür mü? Şunu açıkça söyleyeyim;
İşi zor... Beşiktaş sıkıştığı zaman iyi oynayabiliyor. Galatasaray,
teknik direktörü Tudor şımarmazsa, sihirbazlık yapmaya kalkmazsa
iyi işler yapıyor, Başakşehir zaten iyi... Fenerbahçe'de kadro
sıkıntısı var mı?
Var... Hani bir laf var ya; Kör topal gidiyorlar şu anda! Ama
nereye kadar?