İlk yarı Fenerbahçe, Galatasaray'a göre çok iyiydi.
Sarı-kırmızılılar sahada yoklar! İlk 45'te Volkan Demirel'i
Fenerbahçe kalesinde hiç görmedik, ismini dahi duymadık. Çünkü
Galatasaray, Fenerbahçe kalesinde hiç pozisyon bulamadı! Bu yarıda
sadece bir tane pozisyon var, o da ofsayt! Yani
Fenerbahçe'nin attığı gol ofsayttı. Van Persie o pozisyonda
aktifti. Muslera, Van Persie yüzünden müdahale edemedi!
İkinci yarı Galatasaray biraz toparlanmış gibiydi; dakikalar
geçtikçe Fenerbahçe de oyundan düştü. Hani telefonun şarjı
biter ya! Fenerbahçe'nin adeta şarjı bitti. Bu da şu
gerçeği gösteriyor; demek ki bu takım belli oranda çalışıyor. Hani
Fenerbahçe Teknik Direktörü Pereira, "Çok iyi çalıştırıyorum. Erken
yatırıyorum, kaldırıyorum takımı" diyordu!
Aslında Fenerbahçe, oyuna hakim olduğu anlarda pozisyona giriyor. O
sırada golü atıp skoru 2 yapacaksın ki sonradan başın
ağrımayacak.
İkinci yarıda Burak Yılmaz oyuna girince işin şekli değişti.
Burak'ın girişi rakip defansı rahatsız ediyor. Umut ortada hiç
yok! Düşünebiliyor musunuz 57. dakikada top ayağına
geldi!
Ve Fenerbahçe bir gol yiyor, kimden? Olcan'dan... Şaka
gibi.. Olcan'ın yanındaki Josef ile Ba gibi iki uzun defans oyuncu
var... İki Olcan'ı üst üste koysan ancak boylarına gelir!Ancak
Olcan ikisinin arasından kafayı vurup, golü atabiliyor! Demek ki
eğilerek top çıkarmayı hiç çalışmamış Fenerbahçeliler.
Hakemin ilk görevi sahada hangi futbolcu olursa olsun sağlığını
korumak! İkincisi bizim hakemler taktik faulleri çok
yiyorlar. Dün Fırat Aydınus eyyamcı bir maç yönetti. İki
tarafa da sarı kart göstermemek için elinden gelen her şeyi
yaptı. 11'e 11 maçı bitirmek iyi bir şey ama hangi şartlarda?
Bu şartlarda değil!