Fenerbahçe bildiğiniz gibi... Değişen hiçbir şey yok. Bu maçın yorumunu yazmaya başladığımda dakikalar 83'ü gösteriyordu ve sarı-lacivetliler bu dakikaya kadar futbolla ilgili en ufak bir şey sergilemedi. 'Osmanlıspor ne oynadı?' derseniz o da hiçbir şey oynamadı. Bu dakikaya kadar önemli ne yazarım diye düşünüyorum ama aklımda kalan fazla bir şey yok. Mesela ilk yarıda bir Fenerbahçe hücumunda Osmanlısporlu Uğur ellerini havaya kaldırdı top ellerine vurdu. Bu pozisyon çarpmasına rağmen oynamadır.Ellerini niye kaldırıyorsun! Bu engellemedir. Yani oynamaya girer ve penaltıdır. Onun haricinde Alper'in attığı çok güzel bir gol var o da şahsi becerisiyle. Başka... Başka hiçbir şey yok. Yani Fenerbahçe'nin maçlarına gidenler keyif almıyorlar. Boşu boşuna para veriyorlar. Hem bütçelerine yazık oluyor, hem de zamanlarına.
Fenerbahçe'de dün de Markovic sakatlandı. Yani şu haftaya kadar 15. sakatlık. Dakika 85'te Alper'in de adalesi çekti... Yani 16... Bunun da sorumlusu herhalde Pazarcılar Derneği Başkanı değil, Fenerbahçe Teknik Direktörü Pereira... Ama o da maçtan sonra konuştukça konuşur; "Süperdik. İyi oynadık. Hakem hakkımızı yedi. Zemin biraz kayıyordu. Hava da soğuktu" deyip geçer. İnsan sarı lacivertlilerin maçına gittiğinde çok farklı şeyler görmek istiyor. Şunu diyebilirsiniz; "Fenerbahçe kötü oynadığında da kazanıyor." Hiç iyi oynadığını görmedik ki! İyi oynadığı zaman da kaybeder bu iş böyledir. Çünkü Beşiktaş maçında biraz iyi oynadı ve kaybetti.