Sorarım size... Bu maç öncesi 3 puan Galatasaray'a mı daha çok
lazımdı, Gençlerbirliği'ne mi? Kesinlikle Gençlerbirliği'ne…
Neden?
Gençlerbirliği'nin bundan sonra oynayacağı maçlardaki en önemli
rakibi, ligde kalma mücadelesi verdiği Osmanlıspor.
Diğerleri daha yukarıdaki takımlar. Yani rakibini yendiği zaman
altına alacağı bir tane takım var şu andaki görüntüde. Peki G.Saray
için öyle mi? Hayır.
Galatasaray, bundan sonra şampiyonluğa oynayan iki iki rakibi ile
karşılaşacak. Biri Başakşehir, biri Beşiktaş...
Gençlerbirliği maçının sonucu yukarıdaki görüntüyü şuna getirdi;
Artık Galatasaray'ın hesap etme şansı yok. Yok 1 beraberlik, yok 2
beraberlik bir mağlubiyet...
Hepsi hikaye. Eğer çıkıp sahanda Başakşehir ve Beşiktaş'ı yenersen
olayı bitirirsin. Yenemezsen kendin bitersin!
Bu kadar basit. Çok anormal şeyler olmazsa, görüntü bu.
Yani bundan sonra şampiyonluğa giden yolda büyük takımlardan puan
aldım, küçük takımlara puan verdim yok. İyiysen çıkıp rakiplerini
çatır çatır yeneceksin, yenemezsen de rakiplerinin ellerini
öpeceksin.
Dün akşam sarı-kırmızılılar elindeki büyük bir avantajı, büyük bir
kuşu kaçırdılar. Şimdi dallardaki kuşları vuracaklar. Ya
vuracaklar, ya vurulacaklar.
Şimdi bazıları çıkıp topla oynamadan, fazla orta yapmaktan, fazla
şut atmaktan bahsedecek. Isı haritaları ortaya dökülecek, nerede
fazla ısı var o gösterilecek! Peki onlar o ısı haritalarındaki
sıcak bölgeleri ekranlara yansıtırken Galatasaray golü nereden
yedi?
Sahanın en soğuk yerinden geldi gol... Buz gibi hem de! Dondu kaldı
Galatasaray...
Demek ki neymiş? İstatistik mini etek gibiymiş. Çok şey gösterir
ama asıl gözükmesi gerekeni göstermez insana... Gösterdiğinde de
zaten yanarsın dün akşam olduğu gibi... Ümit Özat, takımını çok iyi
hazırlamış, iyi taktik vermiş. Daha da önemlisi G.Birliği takımı,
90 dakika boyunca hiçbir şekilde oyun disiplininden kopmadı.
G.Saray da bunu kırmak için hiçbir şey yapmadı.
Şuna şaşırdım; Galatasaray bu tip maçlarda çok zaman kalesine
dönerek, geriye dönerek oynuyordu.
Ama dün akşam yangına körükle gittiler. Gençlerbirliği zaten
kapanmış, seni bekliyor. Huniyi de kurmuş, seni ortaya sokuyor ve
sen ısrarla oraya giriyorsun, tuzağa düşüyorsun. Yani dün akşam
çırak, ustayı yendi. Ustayı tuzağa düşürdü, usta da tuzağa düştü.
Bu kadar basit.
Bu tip maçlarda G.Birliği'nin böyle oynaması normal.
Zaten maç öncesi Ümit Özat, "Bana bir 1 puan yeter" diyor. O zaman
daha sahaya çıkarken, kadroyu ona göre kurmak lazım. O tuzağa
düşmememek için. Hatta tuzağı gördüğünde, erkenden tekere çomak
sokacaksın.
Hiç olmazsa golü erken yersen, çıkarmak için vaktin olur.
89'u beklersen yalnız golü değil, ayvayı da yersin!
KENDiNE TESiR ETTi
Hakem maça tesir edecek bir hareket yapmadı ama kendine tesir
edecek iki tane hareket yaptı. Dünya Kupası'na gidecek bir hakem 90
dakika içerisinde topla 2 defa çarpışmaz!
Eğer Rusya'da çarpışırsa Cüneyt turnuvadan ne zaman döneceğini daha
iyi bilir.
Haaa acaba Cüneyt şöyle mi düşünüyor;
O maçlara ben başka türlü konsantre olurum, Türkiye'deki maçlar
beni fazla ilgilendirmiyor!
Onu kendi bilir. Çünkü topla iki defa çarpıştıktan sonra yönetmen
onu gösterdi. Cüneyt'in vücut dili ne haldeydi, oturup bir
seyretsin!