Koca Galatasaray takımı 1 kişiye mahkum.
Kime? Rodrigues'e. O oynayacak, top getirecek, vuracak, gol atacak
veya attıracak. Galatasaray kazanacak.
Adamlar aptallar sanki. Rodrigues hareketlenince en az 2 kişi, bir
de yedek geliyor 3. Rodrigues'i kıpırdatmıyorlar. Top
Galatasaray'da daha fazla kaldı gibi ama hikaye. Net pozisyonları
Schalke yakaladı. Bazılarında beceksizdiler bazılarında Muslera
vardı. Düşünün Galatasaray'ın en iyi 2 adamı; Ozan Kabak ile
Muslera. O zaman siz maçın şeklini zaten çıkararsınız.
***
Bence maçın kırılma noktası 21. dakikada yaşandı. Muslera'nın
rakibine yaptığı hareket net penaltıydı. Hakem Galatasaray'a çok
büyük kıyak yaptı.
Peki Galatasaray bundan daha iyisini yapabilir miydi? Bence hayır.
Sebebi de forvet sıkıntısı.
Derdiyok ile olmuyor. O kadar fizikli adam.
Allah her şeyi fizik olarak ona vermiş. Ama o da kendini koyvermiş.
Sahada yürüyen hayalet gibiydi. Allah'ın verdiği nimeti
kullanamıyor.
Bakınız şimdi top kimde fazlaymış, kim ne kadar koşmuş bakarsanız
size alakasız veriler çıkar. Dün akşamın gerçeği şuydu: Maçı
Schalke hak etti. Galatasaray hakemin ve şansının yardımıyla 1 puan
kazandı. Bu kadar basit. Gerisi hikaye.