Koca Galatasaray takımı 1 kişiye mahkum. Kime?.. Garry
Rodrigues'e. O oynayacak, top getirecek, vuracak, gol atacak veya
attıracak. Galatasaray kazanacak... Adamlar aptallar sanki.
Rodrigues hareketlenince en az 2 kişi, bir de yedek geliyor
Rodrigues'i kıpırdatmıyorlar. Top Galatasaray'da daha fazla kaldı
gibi ama hikaye. Net pozisyonları Schalke yakaladı. Bazılarında
beceriksizdiler, bazılarında Muslera vardı. İki pozisyonda da ilk
yarıda Linnes, ikinci yarıda Ozan ağlara giden topu çizgiden
çıkardı. Düşünün Galatasaray'ın en iyi 2 adamı; Ozan Kabak ile
Muslera... O zaman siz maçın şeklini zaten çıkarırsınız.
Bence maçın kırılma noktası 21. dakikada yaşandı. Kaleci
Muslera'nın ceza sahasında rakibine yaptığı hareket net penaltıydı.
Fransız hakem Galatasaray'a çok büyük kıyak yaptı.
Peki Galatasaray bundan daha iyisini yapabilir miydi? Bence hayır.
Sebebi de forvet sıkıntısı. Eren Derdiyok ile olmuyor. O kadar
fizikli adam, Allah her şeyi fizik olarak ona vermiş. Ama o da
kendini koyvermiş... Sahada yürüyen hayalet gibiydi. Allah'ın
verdiği nimeti kullanamıyor.
Bakınız şimdi top kimde fazlaymış, kim ne kadar koşmuş bakarsanız
size alakasız veriler çıkar. Dün gecenin tek gerçeği şuydu: Maçı
Schalke takımı hak etti. Galatasaray sahasında hakemin ve şansının
yardımıyla 1 puanı kurtardı. Bu kadar basit. Gerisi hikaye...