İlk 45 dakikada bu seneki en iyi Galatasaray'ı seyrettim.
Sebebi de şuydu.
Ne defansı ihmal ettiler ne de hücumu.
İkisini de aynı oranda yaptılar.
Topu kim kaptırırsa kaptırsın 10 kişi birden defans
yapıyorlardı.
Topu kaptıklarında da bütün takım açılıyor, hücuma katkı
sağlıyordu.
Şunu düşündüm Galatasaray aynı tempoyu ikinci yarı götürebilir
mi?
Nitekim ikinci yarı 2. golü bulana kadar biraz teklediler. Bu arada
Trabzonspor da beraberliği sağlamak için açılınca maç bir 15 dakika
Rus ruletine döndü.
Birinden biri gol atacaktı. Ama bu Trabzonspor hücuma kalkınca
Galatasaray'ın lehine gelişecekti.
Nitekim öyle oldu.
Galatasaray takım olmaya başlamış.
Sezon başındaki o maçları kazandığı zaman bile takım olarak
oynamıyorlardı. Kopuk kopuk oynuyorlardı.
DERS ÇIKARMALILAR
Futbolda hep hücum hep defans yoktur. İkisini aynı oranda
yapacaksınız. Futbolda laubalilik olmaz. Hep ciddiyet ister. Faulü
yapıyorsun, topu bırakıp gidiyorsun adam da 50 metreden vurup gol
yapıyor. Feghouli orada topun önünde durmalıydı. İşte bu
laubaliliktir.
Düşünün önceki günkü Beşiktaş maçını. İki takım da uyuttular.
Dün gece maçın her dakikasında hareket vardı. Ve gene düşünün,
Beşiktaş maçı berabere bitirmek için uğraştı. Galatasaray 50
metreden o golü yedikten sonra 2 dakikada o maçı bitirmek için
uğraştı.
Peki maçın karşılığı 2-1 mi olmalıydı?
Hayır. G.Saraylı oyuncular bundan ders çıkararlarsa faydalı bir maç
olmuştur onlara. Ve gene hiçbir insanın unutmaması gerekir.
Tecrübe çok pahalı bir olaydır.