6222, 3828, 6811... Devlette görevliler bunları hep söylüyorlar,
ben tabii ki biraz egzajere ediyorum. Hiç uygulamıyorlar, sonra da
diyorlar ki, "Yeni bir kanun çıkaralım." Yeni bir kanun çıkıyor,
onu da uygulamıyorlar. Yahu kardeşim, önce var olan kanunu uygula,
neresi uymuyorsa ikinci kanunu ona göre çıkarın.
Bazı kulüpler, bazı taraftarlar, bazı başkanlar devletle dalga
geçiyorlar. Sizi uyarıyorum, yarın bir gün bu kadar para veren
yayıncı kuruluş, "Ben bu malın bu kadar mundar olduğunu
bilmiyordum. Para mı geri verin. Bu işten çıkıyorum" derse ne
yaparsınız?
ORMAN BEYANINDA HAKLI!
Eskişehir'deki Başakşehir-Konyaspor Ziraat Türkiye Kupası Finali,
Göztepe-Eskişehir Süper Lig'e çıkma maçı, ardından Samsun'daki
seyirci olayları açısından rezil olan maç... Çok kısa yazacağım.
Eskişehir'deki kupa finalinde bütün olayları çıkaranlar
Konyaspor'un 'bir grup' seyircisi. Son Samsun'daki
Beşiktaş-Konyaspor maçında bütün olayları çıkaranlar yine
Konyaspor'un bir grup seyircisi. Ancak Konyaspor Başkanı'nı
dinliyorum, hala lafları yuvarlıyor. Konya Başkanı'nın konuşmaları
bana inandırıcı ve samimi gelmiyor. Bunu çok net söylüyorum. Fikret
Orman ise önceki günkü beyanatında son derece haklı...
FEDERASYONLARIMIZ AKILLI!
Arkadaşlar bir orta oyunu oynanıyor. Bakın, sarı kartlar kendi
kategorilerindeki müsabakalarda uygulanıyor. Yani kupa maçlarındaki
sarı kartlar kupada, lig maçlarındaki ligde. Peki bir futbolcu
oyundan atıldı, yönetmelik ne diyor: "Bir sonraki resmi maçta veya
maçlarda oynayamaz." Bu net. Ancak bizim federasyonlarımız akıllı!
Kulübe ceza vereceksiniz eğer, takım kupa maçında olay yapmışsa
önündeki kupa karşılaşmasında ceza alıyor. Ne güzel dünya! Futbolcu
atılınca, bir sonraki maçta oynamıyor. Kulüp her türlü haltı
yapıyor ama bir sonraki resmi maçta sahası kapanmıyor. Daha sonra
Çatladıkapı ile oynadığı kupa maçında sahası kapanıyor! Seyirci de
idareci de bunu biliyor ve ona göre hareket ediyor. Devletle dalga
geçiyorlar.
FİNALLER İSTANBUL'DA OYNANMALI
Beyler, Samsun'da ya da Eskişehir'de oynanan maçta; o otobüslere
bindirilen kıtalar, otobüsle yemekleri kendi ceplerinden mi
veriyor, yoksa kulüpler mi karşılıyor? Hepsini kulüpler ayarlıyor
hem de yemeklerine varana kadar. Sonra televizyonlarda özür
dileyeceklerine artistlik yapıyorlar. Peki bu rezilliğe çanak tutan
kulüplere ne yapmak lazım? Size çok net yapılacak formülü sunayım.
Süper Lig'e çıkma maçlarını, Türkiye Kupası Finali'ni, Süper
Kupa'yı hiçbir şekilde şehirlere vermeyeceksiniz. Bu maçları
mutlaka İstanbul'daki Olimpiyat Stadı'nda oynatacaksınız. İstanbul
polisi bu konuda çok daha deneyimli ve profesyonel oldu. X-ray
cihazlarını koyacaksınız, bu seyircileri Atatürk Stadı'nın üst
tribünlerine alacaksınız. Her türlü tedbiri de alacaksınız. Hiçbir
şekilde olay çıkmadan bu işler biter. Ama, "Hasan Bey istedi
buraya, Hüseyin bey istedi buraya" derseniz, olacağı budur.
O BIÇAK YA PEPE'YE SAPLANSA!
Şimdi size soruyorum, sahaya giren seyirci, bıcağı Pepe'nin kalbine
saplasaydı, Türkiye Devleti bunu nasıl temizlerdi? Bu temizliğe
deterjanlar yeter miydi? Bir de bıçakla giren seyirci maçın
bitimine 30 saniye kala elindeki bıcağı Beşiktaşlı futbolculardan
birinin baldırına soksaydı, hakemin bir tek yapacağı iş vardı. Maçı
tatil etmek... Tribünden görüyorum. Hepsi organize ve çok planlı
işler. Maçın durmasını istiyorlar. Hangi takım ister bunu? Favori
olmayan... Yahu kardeşim Konyaspor, Beşiktaş karşısında mükemmel
top oynuyor. Bu kadar para harcayan Beşiktaş'a karşı oyunun hakimi
ve bir grup geri zekalıya uyup arka taraftakiler de sahaya giriyor.
Ne gereği var! Konya Başkanı maçtan sonra özür dileyeceğini
söyleyip, kameraların karşısına geçiyor. Ancak özür dilemekten
vazgeçiyor ve laflarını yuvarlıyor.