Yıllardır dünya kupalarını seyrediyoruz. 2018 Dünya Kupası hakem
yönetimi açısından çok değişik oluyor. Bu konuda herkes bir şey
söyleyebilir. Ancak şu bir gerçek; 'VAR' sistemi hakemlikte her
şeyin düzelmesi değil ama net olarak adaletin daha doğru
dağıtılmasını sağlayacak. Büyük takımların veya ismi büyük olan
takımların küçüklere karşı haksız rekabetini önleyecek. Daha da
önemlisi üçkağıtçı, sahtekâr, pozisyon hırsızı futbolcuların sonu
olacak.
Bakınız, ben futbolculuğu bırakıp hakemliğe başladığımda,
uluslararası maçlarda 4. hakem vardı. Fakat hiçbir ülke
federasyonunda 4. hakem uygulaması yoktu. Bir gün
Kocaeli-Fenerbahçe maçını yönetmeye gittim. Cumhurbaşkanı Özal da
İstanbul'dan Ankara'ya geçerken aniden maça geldi. Cumhurbaşkanlığı
foto muhabirleri, benim ısrarlı ikazlarıma rağmen kale arkalarına
geçmeyecekleri, cumhurbaşkanı foto muhabiri oldukları için santra
çizgisinin oradan maçı izleyip, fotoğraf çekeceklerini söylediler.
Ben de kendilerine "Spor yazarları, foto muhabirleri görevlileri
nerede fotoğraf çekiyorlarsa siz de orada çekeceksiniz" dedim. "Biz
çekeriz" karşılığını verdiler. Ben de, "Çekemezsiniz" diye
direttim. Israr ettiler...
Sahanın kenarına gelmeden santra dolaylarında gezdim. O sırada
tribünlere dolaylı olarak haber gönderdim. Maçın bu foto
muhabirleri yüzünden geç kaldığını ilettim. Rahmetli Özal'ı
görüyordum, bir sağabir sola bakıyor, sıkıldığı da belli. Sonunda
bütün stat o foto muhabirlerine bağırmaya başladı. O muhabirler
kale arkasına geçtiğinde ben maça başladım. Takriben 15-16 dakika
geç başlayan maç hakkında Federasyon Başkanı Şenes Erzik, MHK
görevlileri Doğan Babacan, Ahmet Güvener ve Bedri Dölkeleş'ten
rapor istedi, "Niye bu maç geç başladı?" diye. Sonunda baktılar ki,
bu işin önünü alamayacaklar. Çünkü statta saha güvenliği noksan.
Ben de bu güvenliği sağlayana kadar başlatmıyorum. Erzik, o günden
sonra UEFA'ya söyleyerek 4. hakem uygulamasını ilk defa Türkiye'de
başlattı.
OYNATALIM UĞURCUĞUM!
Bu iş çok başarılı olunca, Avrupa ülkeleri de uygulamaya başladı.
4. hakem uygulaması Türkiye'den çıktı. Biz kendimizi bazı şeylerde
küçük görüyoruz. Avrupalı'nın iki gözü, bir burnu varsa benim de
var. Kendimi iyi hazırlarsam ben de onun kadar düşünebilirim.
Kabiletiyetim de varsa onu geçerim. Yıllar geçti hakemliği
bıraktım. Bir gün rahmetli Kenan Onuk'un önerisiyle (Hıncal Uluç'un
ayağından vurulup hastanede olduğu dönem) Hıncal da fazla sıkıntı
çekmesin diye biz Kale Arkası Programı'na başladık. Herkesin
bildiği futbol eğitim programı olan 'Oynatalım Uğurcuğum'... Yıllar
geçti 'Oynatalım Uğurcuğum' gelişti. Aslında sahada verilmeyen
adaleti, TV'de insanların önüne sermek içindi. Herhalde bu olayın
başlangıcı 1994... Çıkarın 2018'den geriye 24 yıl kalır. Yani 24
yıldır TV'ler bir yerde 'Oynatalım Uğurcuğum' yapıyor.
HAKEMLİK KİŞİLİK İSTER...
İlk başta neler dediler. Bunu yapmak ukalalıkmış, hakemlere
haksızlıkmış, hakemler kamuoyunda küçük görülüyormuş. Beyler geçin
bunları, hakemlik kişiliktir. Kişiliği olmayan hakemden hiçbir halt
olmaz. Biz bunu TV'lerde gayet iptidai şartlarda yaparken, şimdi
bizim 'Oynatalım Uğurcuğum' dünya futbolunun köküne kadar girdi.
Stüdyolar kuruluyor, 3-4 kişi stüdyodan hakemleri izliyor.
Takıldıkları pozisyonda hakemin kulağına üflüyorlar, "Gel bakalım
şu pozisyonu bir daha seyret" diye... Hakem ekran işareti yapıp,
pozisyonu bir daha izliyor ve stüdyoyla da tartışıyor. Sonunda da
esas kararı hakem veriyor.