Porto kulübünden biri mutlaka gelip bu maçı izlemiştir.
Aslında Erzurum'un formasını da görünce bayağı da hoşuna gitmiştir. Hele hele 90 dakika bitince Galatasaray'ın oynadığı futbolu görünce daha da hoşuna gitmiştir. İçinden de demiştir ki "Galatasaray, Erzurum'u yenerken göbeği çatladı. Yani bundan 5 gün sonra oynanacak maçta Erzurum ile aynı renk forması olan Porto takımını Galatasaray, Erzurumspor zannetmesin. Çünkü o formanın içerisinde başka futbolcular oynayacaklar.
Oynadıklarına göre değil.
Galatasaray takımı dün gece akordu bozuk orkestra gibiydi.
Kemancı ayrı telden, kanuncu ayrı, darbukacı ayrı, sazcı ayrı... Öncelikle hücuma çok ağır çıkıyorlar. Ağır çıkmalarına rağmen top en ileri uca geldiğinde arkadan orta sahaya, orta sahadan ileriye baskı yapıp dönen topları alamıyorlar. Böyle olunca ne oluyor?
Rakip aldığı topla rahat rahat çıkıyor. Galatasaray defansının üstüne kadar gelebiliyor. O zaman iki türlü enerji sarf ediyorsun. Hem ileri giderken boşu boşuna, hem de geriye dönerken boşu boşuna.
Dün akşam sahanın en iyisi Serdar'dı. Serdar defansta oynuyor.
Çok tehlikeyi daha çıkmadan engelledi. Ee peki Serdar defans oyuncusu, o zaman Galatasaray'ın oynadığı futbolu siz düşünün.
*** Aslında Galatasaray için söylenecek tek cümle var:
"Galatasaray sahada tek bir beyinden düşünemiyor ve uygulama yapamıyor" Sebebini de Fatih hoca bilir.
Erzurumspor kapasitesi oranında mücadele etti. Oyunu çirkinleştirmedi. Maçta zaman zaman da iyi tempo oldu. Ama bu temponun olmasındaki en büyük faktörde olur olmaz şeylere düdük çalmayan Alper Ulusoy'un da payı var. Onun için iki şey söyleyebilirim...