İlk yarıda iki takımın oyununa, stiline bakıyoruz ve 'Bu maçı
kesinlikle Çaykur Rizespor alır' diyoruz. Buradaki olay Rizeli
oyuncularda mı yoksa teknik direktör Hikmet Karaman'da mı, onu
bilemem ama ikinci yarıda maç başlayınca bir bakıyoruz Rize takımı
mahkum!
Aslında Burak Yılmaz ile Umut Bulut, Rizespor defansının kucağına
girmişler, kımıldayacak halleri yok. Ne hücum pres
yapabiliyorlar ne de hücum edebiliyorlar.
Tamam, Galatasaray takımının iki tane sakatı var. Ama yine de giren
yedeklerin çok daha farklı olmaları gerekir. Ama
maalesef Hamza'da bir "Umut Bulut" takıntısı var. O'na çok
güveniyor. Hayırlı olsun ama görünene göre Umut ile Galatasaray bir
kişi eksik!
Dönüyorsunuz Olcan'a bakıyorsunuz, Olcan sol bek! Kesinlikle
olmaz. Olcan'dan sol bek şöyle olur; "Kardeşim sen hiç hücuma
çıkmayacaksın, arkayı da iyi kapatacaksın" Çünkü rakip takım oradan
inanılmaz derecede hücum ediyor. İlk 45 dakikada Rize hücumu soldan
başladı, ikinci yarı sağdan oldu. Zaten gol de oradan oldu. Olcan
Adın ceza alanına girip kafa ile ayakla gol atıyor. Tam orada olur,
oynat! Ama sol bekte olmaz!
Eğer Hamza hala sol bekim Olcan diyorsa demek ki bu Galatasaray
yönetiminin işi ki hala ona bir sol bek alamamışlar.
Galatasaray gibi büyük takımlara karşı 2-0 öne geçemezsen maçı
kazanman çok zor... Rizespor 3'ü yapsa farka giderdi. Ama
Podolski'den golü yiyince paniklediler. Çünkü bu Galatasaray
takımına, bu kadro yapısına gol atamayan takımı falakaya yatırıp
döverler.
Rize'nin aklı başına geldi de geç geldi.