Aliya İzzetbegoviç'in siyasi yürüyüşünü, nerede, ne zaman, ne
söyleyip ne yaptığını artık iyi biliyoruz. Şimdiye kadar onun hep
muhteşem kişilik özelliklerini, Avrupa tarihi ve coğrafyası içinde,
sosyalist bir kültür ikliminde şekillenen Müslümanlığının
zarafetini ele aldık. Kendisini öncelikle insan olarak gördüğünü ve
Batı'dan ve Doğu'dan insanlık için düşünmüş, emek vermiş herkesin
çabasını sahiplendiğini, sadece Müslüman Boşnaklara değil, tüm
Yugoslavya'ya, İslam dünyasına ve insanlığa hitap etmeye
çalıştığını vurguladık. Yarın, O'nun ölüm yıldönümü. Bu vesileyle
ve onu bir Allah kulu olarak biraz daha yakından tanımak, daha iyi
anlayabilmek için, Rahmetli İzzetbegoviç'e bir de psikolojiden
bakmak, bir Boşnak dergisi için hazırladığım psikobiyografisini,
kısaltarak dört yazı halinde yayınlamak istiyorum.
“Bosna'nın en büyük iki nehri olan Bosna ve Sava'yı gören bir evde
dünyaya geldim. Ben iki yaşındayken, ileride okula devam edeceğim
Saraybosna'ya göç ettik... Geniş bir aileye mensuptum. Babamın
annemden beş çocuğu vardı-üç kız iki erkek. Benden büyük iki kız
kardeşim, babamın ilk evliliğinden olan iki üvey erkek kardeşim
var.