Erol Göka Yeni Şafak Gazetesi

Bernard Lewis’in Ortadoğu umudu: Kadınlar

Bizim İsmail Kılıçarslan'ın mütedeyyin kızlarla İslamcı erkekleri ele alan yazısını değerlendirmeye başlamış, konuyu kendine özgü modernleşmemiz bağlamında ele almanın...

02 Ağustos 2015 | 178 okunma

Bizim İsmail Kılıçarslan'ın mütedeyyin kızlarla İslamcı erkekleri ele alan yazısını değerlendirmeye başlamış, konuyu kendine özgü modernleşmemiz bağlamında ele almanın gerektiğini söylemiştim. Zira İsmail'in gözlemlerini yaptığı ve anlatısını kurduğu yerin bizatihi kendisi, kamusaldı. Kadınlar ise, kamusal ve siyasal alana, erkeklerle eşit haklara ve duygu akışını belirleme, ilişkileri biçimlendirme avantajına sahip olarak modernlikle birlikte çıkmışlardı. Batı'dan başlayan modernleşme süreci, bir biçimde buraya yayılmasa, inancı ne olursa olsun kadın-erkek herkesi kapsamasaydı, İsmail bu gözlemini yapamayacak ve dahası o da modern olduğu için medyada böyle bir yazı da yazamayacaktı. Velhasıl, dindar kızlar, (İsmail'in dediği ve benim de katıldığım gibi) İslamcı erkeklere göre daha neşeli ve cevval iseler, bunu böyle yapan hususları, modernleşme sürecimizin içinde aramalıyız. Ancak bu noktada saplanıp kalırsak hata yapma ve yanlış anlaşılma riskimiz çok artar. Birileri bizi modernleşmeyi tüm yönleriyle olumlamakla itham edebilir, dahası biz böyle sanmaya başlayabiliriz. Bernard Lewis'ten bahsederek, hem derdimi daha iyi anlatır hem de ayrımı netleştirerek yanlış anlaşılma riskini azaltabilirim.

1916 doğumlu, Yahudi kökenli, bir dönem İngiliz istihbaratına çalışmış, uygarlık çatışması teorisyeni Samuel Huntington'a fikir babalığı da yapmış olan Princeton Üniversitesi Ordinaryüs Profesörü tarihçi ve Ortadoğu uzmanı Lewis, ülkemizde çok tanınıyor. Ermeni meselesinde Türk tezine, “Modern Türkiye'nin Doğuşu”nda resmi ideolojiye yakın görüşler savunması, 1988'de Atatürk Uluslararası Barış Ödülü'ne layık görülmesinde pay sahibi. Tarihçiliğinin kalitesini tartışmak haddimizi aşar ama İslamcılara düşman, laiklikten ve modernlikten yana olduğu kesin. Kesin olan bir husus da Ak Parti'ye olan nefreti. Ona göre Ak Parti'nin “nihai hedefi İslami demokrasi diye adlandırdıkları şey.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Merhametten maraz doğmaz! 12 Eylül 2019 | 231 Okunma “Benden nefret et ama bana acıma!” 08 Eylül 2019 | 196 Okunma Merhamet esastır çünkü... 05 Eylül 2019 | 170 Okunma Merhameti kavramak zordur 01 Eylül 2019 | 148 Okunma Adalet, merhametten koparsa 29 Ağustos 2019 | 148 Okunma