Epey zamandır “tarihin popülerleşmesi” diyebileceğimiz bir hal, benim gibi sizin de dikkatinizi çekiyordur. Kolayca yazılıveren ve aynı kolaylıkta alıcı bulan ama maalesef hakikatle pek ilgisi alakası olmayan tarihi-dini romanlar, filmler, diziler... (Ahmet Turgut'un romanları, “Diriliş” ve “Filinta” dizileri gibi benim de müdavimleri arasında bulunduğum çok iyileri de var elbette ama onlar adeta çölde vaha gibiler) Kendi kişisel biyografisi üzerine hiç düşünmeyenlerimizde bile acayip bir tarihe batıp çıkma, daha doğrusu üzerimize tarih bilgisi sıvama arzusu... Meslekten tarihçilerin, tekliflere dayanamayıp sahne almaları; tarihçi titizliğiyle asla bağdaşmayacağını bildikleri halde, uzmanlıkları olmayan alanlarda çalım satmaya kalkışmaları... Tarihin nerdeyse işportaya düşmesi, kapış kapış gitmesi...