Erol Göka Yeni Şafak Gazetesi

Hepimizin devleti

İki dünya savaşının öncesi zamanları andırıyor dünyamızın hali. Tüm ülkeler yeniden saflaşıyor. Batı'da, ABD ve Avrupa'da seçimler, öyle eskisi gibi sessiz sedasız olmuyor; ipi...

30 Nisan 2017 | 161 okunma

İki dünya savaşının öncesi zamanları andırıyor dünyamızın hali. Tüm ülkeler yeniden saflaşıyor. Batı'da, ABD ve Avrupa'da seçimler, öyle eskisi gibi sessiz sedasız olmuyor; ipi göğüslemek için taraflar canhıraş biçimde çabalıyorlar. Belli ki bir güç mücadelesi var ve küreselleşmenin pek tabii bir neticesi olarak her şey birbirine bağlı. Hükümetlerden ziyade devletlerarası bir mücadele olduğu besbelli…
Ülkemiz de İsmet İnönü'nün “Yeni bir dünya kurulur, Türkiye'de orada yerini alır" dediği zamanlara benzer bir teyakkuzda. Cumhurbaşkanımız, kısa bir süre sonra dünyadaki tüm güç merkezlerini içeren seyahatler yapacak. Yeni yapılanmanın en göze çarpan yanı, bizim AB ile aramız açılırken İngiltere ile yakınlaşmamız. Biz ne yaparsak yapalım AB ile ilişkilerimiz giderek kötüleşecekmiş gibi bir manzara var. Üstümüze geldikçe geliyorlar ama eskisinden farklı olarak sert cevaplar da alıyorlar. Ayrılıkçı terör örgütü ve Suriye'deki uzantısı, görünüşte dost ve müttefik olsalar bile Türkiye'ye karşı hesapları olanların hiç vazgeçemedikleri, paylaşmak için adeta aralarında yarıştıkları, bazen kucaklayıp topluca sevdikleri bir piyon. 15 Temmuz darbe girişiminin ardında kimler olduğu, spritüel cinnet örgütü görünümünün ardında FETÖ'nün nasıl bir ihanet odağına dönüştüğü, her geçen gün daha iyi anlaşılıyor.
Böyle zamanlarda ayrılığı gayriliği bir kenara bırakıp milletçe el ele vermek lazım. Ama 16 Nisan'da yaşadığımız halkoylaması sonrası gündeme gelen olaylar, birlik ve beraberliği pek de başaramadığımızı gösteriyor. YSK'nın “mühürsüz oyların geçerli sayılacağı" hakkında kararı etrafında bir anafor oluşturulmak isteniyor. Halkoylamasında “Evet" ve “Hayır"ların birbirine yakın oranlarda çıkması, bir fırsat olarak görülmesi gerekirken her nasılsa kutuplaşma tartışması başlatıyor. Kutuplaşmanın tarafları olarak bu kez karşımıza, şehirlilik-köylülük, eğitimlilik-cahillik gibi sağduyulu insan havsalasının

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Merhametten maraz doğmaz! 12 Eylül 2019 | 231 Okunma “Benden nefret et ama bana acıma!” 08 Eylül 2019 | 196 Okunma Merhamet esastır çünkü... 05 Eylül 2019 | 170 Okunma Merhameti kavramak zordur 01 Eylül 2019 | 148 Okunma Adalet, merhametten koparsa 29 Ağustos 2019 | 148 Okunma