Dini inanç ve motifler, ölüm ve matem sürecinin her aşamasını ve
her noktasını belirliyor. Öyle ki yaşamı boyunca dini yaşantıyla
uzaktan yakından ilgisi olmayanlar bile, bir yakınlarını
kaybettiklerinde, bir cenazeye gittiklerinde kendilerini dinin
içinde buluverir, manevi atmosferin egemen olduğu yasları sırasında
ilgilerini dini uygulama ve söylemlere yoğunlaştırırlar.
Ölümle başa çıkmada, acılarımızı hayata anlam kazandırma yönünde
dönüştürebilmenin payı büyük. Bunda başarılı olma düzeyimiz, değer
dünyamız, dünya görüşümüz ve anlam haritalarımızla doğru orantılı.
Dini inançlar; dayanışma, iyimserlik, umutlandırma gibi
işlevlerinin yanı sıra, ölüm-ötesi hayat konularında görüş
bildirme, sabretmeyi önerme ve Yaratıcı'ya güvenme gibi olumlu
ruhsal potansiyeller içeriyor. Matem sürecinin sağlıklı işleyişine
de bu potansiyeller katkıda bulunuyor. Ama sürecin sağlıklı biçimde
seyretmesine engel olabilecek dini alanda kimi marjinal yaklaşımlar
da var. Ülkemizde bu tür yaklaşımların en bilineni, “günah” diye
matem sürecinin engellenmeye çalışılması. Bu tutum, gerekçesini
bazı hadislere dayandırıyor. “İslam dininde matemin yeri” başlıklı
bir tartışma, şüphesiz bizim asıl konumuz olamaz.