Çoğumuz gibi ben de epeydir farkındaydım, rahmetli İzzetbegoviç
ve rahmetli Topçu arasındaki benzerlik noktalarının. Daha önce
başkaları yaptılar mı bilmiyorum ama Hece Dergisi'nin “Bilgemiz
Aliya İzzetbegoviç” özel sayısında Mehmet Fatih Birgül Hoca'nın
yazısı, münhasıran bu benzerliğe odaklanan ilk çalışmaydı. Aynı
dergide Muhammet Enes Kala Hoca'nın İzzetbegoviç ve Sartre'ın
özgürlük anlayışlarını kıyasladığı yazı da rahmetli Topçu'dan bir
alıntıyla bitiyordu.
İzzetbegoviç ve Topçu'nun benzerlik gösterdiği noktalara ilişkin
yapılacak değerlendirmeler, bizi bir anda çok yüksek noktalara
sıçratabilir. Bu benzerlik araştırmaları, son dönem İslam düşünce
dünyasında öne çıkan başka münevverleri de, mesela merhum Ali
Şeriati'yi de kapsayabilir. İzzetbegoviç'in “Doğu ve Batı
Arasındaki İslam”ı, Topçu'nun “İsyan Ahlakı” (ve Şeriati'nin
“İnsanın Dört Zindanı”) arasındaki en göze çarpan benzerlik,
“özgürlük”, “irade” ve “sorumluluk” vurgusudur. Batı düşünce
dünyasına da aşina olan bu düşünürler arasındaki benzerliğin,
onların beslendiği batılı düşünce kaynaklarının ortak oluşu olduğu
ileri sürülebilir.