Kurbanın manasını anlamak, modernliğin tüm diğer kültürlere
hâkim olduğu yaşadığımız zamanlarda giderek zorlaşıyor. Neredeyse
hayvanlara zulmetmeyle özdeş hale getirilmeye çalışılan, üzerinde
sürekli kara propaganda yürütülen bir ibadet... İslamofobinin
dayandırılmaya çalışıldığı gerekçelerden bir tanesi… Oysa kurban
ibadeti, sayesinde insan olmamızı, toplum haline gelmeyi
başardığımız, anlamaya mecbur olduğumuz birçok derin anlam ihtiva
ediyor.
Kurban, sıradan bir hayvan kesme eylemi değil. Onu “kutsal adanma”
muhtevası, ibadet haline getiriyor. Bu ibadeti yapan,
Yaratıcısı'yla bir bağ kurmak, ona hem şükranını hem dileğini ifade
etmek istiyor. “Kurban” sözü, her dilde var. Etimolojisine
baktığımızda, anlatılmak istenenin “kutsal kılma”, “Yaratıcı'yla
yakınlaşma” olduğunu görüyoruz. Arapça'da bu mana çok bariz...
Türkçe'deki “adak”da da öyle... Diğer dillerde de aynı şekilde.
Mesela Latince kökenli dillerdeki “sacrifice” terimi ile karşılanan
kurban, kutsal anlamına gelen “sacer” ile yapmak anlamına gelen
“facere” kelimelerinin bir araya getirilmesinden oluşan
“sacrificium”dan kaynaklanıyor.