“Hakimiyet-i Milliye, Müdafaa-yı Hukuk, Memalik-i Müttehide ve İstiklâl-i Tam… I. Meclisin kurucu değerleri bunlardır ve özünde milletin ruh kökündeki Müslüman şuuru vardır... Bu ilkeler şu demektir: Siz milleti tek ve gerçek bir hakem ve hâkim yapamazsanız ülkeyi, vatanı birleştiremezsiniz. Milletin topyekûn bütününün hukukunu savunmaz ve devleti de bu hukukun muhafızı yapmazsanız devletinizin meşruiyeti kalmaz. Eğer memalik'i yani asli vatanımızı, o büyük coğrafyayı yeniden bütünleştiremezseniz, istiklaliniz de tehlikeye girer. Bu milletin I. Dünya Savaşı gibi büyük bir felaket ve çöküşten sonra, onca yaralı, fukara ve mahzun haliyle geliştirip Millet Meclisi eliyle formüle ettiği bu değerler, bugün de 21. Yüzyıl'ın başında, geleceğimizin temel ilkeleri ve varlık-beka sigortalarımızdır.” Bu sözler, düşünürümüz, kardeşim Ahmet Özcan'a ait. Tamamen katılıyorum. Sanıyorum, 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından, her söz aldıklarında, sürekli “kurucu ilkelere dönülmesi”ne vurgu yapanlarla kurucu değerlerden aynı şeyleri anlamıyoruz. Bizim kurucu değerlerden anladıklarımız bunlar. Bu değerlerin güçlü demokrasiyle ve inançlara saygılı laiklikle çelişen hiçbir yanı yok.