"İrade” konusunda her fırsatta konuşmalıyız. “Hayatın Anlamı Var Mı?” kitabımızda söylediklerimizden de yardım alarak birlikte düşünelim.
Varlığımızın bir bölümü biyolojik; bu yanımızla, yani bedenimizle tabiatın bir parçasıyız. Tamamen tabiat kanunlarına tabiyiz. Ama varlığımızın diğer bölümü ruhsal. Bu ruhsallığın adı, irade… İrademiz, bedenimiz gibi değil hür ve onun sayesinde biz de hürüz. Ne ki unutmamalı: Âlemin büyük deveranı, külli irade karşısında, şahsi irademizin hükmü, kelebeğin kanat çırpması mesabesinde… Bunu zihnimize kazıyarak devam edelim.
Hürriyet, insanı diğer varlıklardan ayıran en temel hususiyet. Bakmayın siz hürriyeti anlatmak için hep kuşların, diğer canlıların örnek verildiğine. En uzaklara uçabilen kuşlar bile bir biyolojik program gereği bunu yapabiliyor, “bu yıl oraya değil de şuraya gideceğim, biraz da şöyle yapmayı deneyeceğim” diye seçme özgürlüğüne sahip değiller. Evet, irademiz bizi hür kılan; diğer özelliklerimiz, aklımız hep onun hizmetinde. Nefsimizin yaratılış mimarisinde seçimlerimizin serbest olduğu bir alan var. Yukarılara, insanlaşmaya, ahlaki olgunlaşmaya doğru gidebiliriz. Tercihlerimiz, kararlarımız bizi, aşağıların aşağısına, esfele safilin çukuruna da yönlendirebilir.