Erol Göka Yeni Şafak Gazetesi

Nefs ve ruh (I)

İnsanlık tarihi ve diller, ne kadar zengin ve girift; bazılarımızın zihni ise ne kadar tekdüze ve yeknesak. Sanıyorlar ki, kelimelerin, kavramların dümdüz tek bir anlamları var. Kelime fakiri, sığ düşünce...

27 Ağustos 2017 | 219 okunma

İnsanlık tarihi ve diller, ne kadar zengin ve girift; bazılarımızın zihni ise ne kadar tekdüze ve yeknesak. Sanıyorlar ki, kelimelerin, kavramların dümdüz tek bir anlamları var. Kelime fakiri, sığ düşünce dünyalarında her şeyi açıklayıveriyorlar. Oysa yaptıkları sadece tarihin ve hayatın inanılmaz genişlikteki anlam dünyasını kendi küçücük sandıklarına tıkıştırmak, böylece onlara hâkim olduklarını sanmak. Elinde sadece çekici olan tüm her şeyi çivi olarak görür derler ya onlar da öyle…
Bugün gerek akademide gerek gündelik hayatta “ruh”, “nefs” hatta “akıl” “zihin” gibi kavramları, çok rahatlıkla birbirinin yerine kullanıyoruz. İlk bakışta birbirlerine çok yakın anlamları nedeniyle haksız da sayılmayız. Elbette bunlar birbirlerine çok yakın anlamları olan, birbirleriyle çok sıkı irtibatlı kavramlar ama tam olarak özdeş değiller. Kaldı ki anlamları da değişken. Kavramlar, içinde bulundukları söylem düzenlerine göre bir anlam ağına yerleşiyorlar, ona göre kendi tarihleri oluşuyor. Tefsir usulünde siyak ve sibak’ı vazgeçilmez bir yer tutması boşuna değil ve her türlü kavram yorumu için geçerli. Bu nedenle hangi kavramın hangi anlam ağı içinde kullanıldığına mutlaka bakmak lazım… Hepsini aynılaştırarak hiç doğru yapmıyoruz.
Bugün akademide psikolojik bilimlerin nesnesini tarif etmek için olarak kullanılan kavram, Grekçe “psükhe”den türeme. “Psükhe”, ruh ve can gibi anlamların yanı sıra hayat, canlılık, nefes, nefes alıp verme, bizzat insanın kendisi, diriltmek, güçlendirmek ve yaşatmak anlamlarına da sahip. Bu kavram, 10. Yüzyıl'daki Arapça'ya ilk tercüme döneminde mütercimler ve müellifler tarafından genellikle “nefs” olarak karşılanmış. Zira “nefs” kavramının da hem bir şeyin kendisi, zatı hem nefes alıp verme, canlılık anlamları var. Arapça'daki “ruh” kavramı ise “rwh” kökünden geliyor; Aramice/Süryanice ve İbranice’de ona çok benzer sözcüklerle eş kökenli. O da nefes, soluk, rüzgâr, esinti anlamları taşıyor. Diğer eserlerde “psükhe”, “nefs” diye tercüme edilirk...

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Merhametten maraz doğmaz! 12 Eylül 2019 | 231 Okunma “Benden nefret et ama bana acıma!” 08 Eylül 2019 | 196 Okunma Merhamet esastır çünkü... 05 Eylül 2019 | 170 Okunma Merhameti kavramak zordur 01 Eylül 2019 | 148 Okunma Adalet, merhametten koparsa 29 Ağustos 2019 | 148 Okunma