İslamofobinin ve İslam düşmanlığının nedenlerini ele alırken, İslam'ın doğuş ve hızlı yayılış dönemlerine kadar gitmek mümkün. İslamiyet'in şaşırtıcı bir hızla yayılması sırasında, bundan en çok zarar gören ve bağlılarını bu son dine kaptıran Hıristiyanlık'tı. Yine aynı şekilde Ortaçağ sancılarıyla kıvranan Hıristiyan dünyasının, Endülüs ve Osmanlı karşısında her alanda uzun yıllar yaşadığı mağlubiyet hissinin ve Haçlı ruhu arayışının içinde de görebiliriz İslamofobiyi. Ama kabul etmeliyiz ki, modernlik ve kapitalizmle birlikte Batı'nın galebe çalmasının ve Müslümanların savaş meydanlarında, bilim ve teknoloji alanında yenilgilerinin ardından bu hınç ve öfke, büyük ölçüde yatışmıştı. Batı, Müslümanları, kolay yönetebilecekleri, zenginliklerinin farkına varmayan, kendilerini pek de tedirgin etmeyen kalabalıklar olarak görmeye başlamıştı. Sömürgeci yıllarının suçunu bastırmak gerekliliğinin de etkisiyle ve tabii daha ziyade ucuz işgücü ihtiyacının baskısıyla, Güneydoğu Asyalı ve Afrikalı Müslümanları Avrupa'ya göçmen olarak bile kabul ediyorlardı. Bir zamanlar korkulu rüyaları olan Osmanlı'nın bakiyesi Türkiye, dev ordusuyla onların komünizme karşı dostu ve kalkındırmaları, işsiz kitlelerine çare bulmaları gereken müttefikleriydi.