Erol Göka Yeni Şafak Gazetesi

Önyargının kaçınılmazlığı hoşgörünün mecburiyeti (I)

Toplumun kahir ekseriyetini canından bezdiren fanatizm, bazılarının düşünce ve davranış sisteminin ana çerçevesini oluşturuyor. Bu hastalıklı ruh hali, kişinin önyargılarıyla arasına asla...

27 Ocak 2019 | 100 okunma

Toplumun kahir ekseriyetini canından bezdiren fanatizm, bazılarının düşünce ve davranış sisteminin ana çerçevesini oluşturuyor. Bu hastalıklı ruh hali, kişinin önyargılarıyla arasına asla mesafe koyamamasından ve onları daha da keskinleştirerek sokağa savaş mızraklarıyla çıkmasından kaynaklanıyor. Fanatizmin sağlıklı insan ilişkisini dinamitlemesine rağmen gündelik hayatta böyle sık karşımıza çıkmasının birçok nedeni var. Ama en birinci neden, zihin işleyişimizde önyargıların vazgeçilmez bir yerinin olması ve bunun bilincinde olmadan yaşayıp gitmemiz. Bunu yani önyargıların hepimiz için kaçınılmaz olduğunu anlayabilirsek onunla aramıza mesafe koyabilmemiz, vazgeçemesek bile bir süre paranteze alabilmemiz biraz daha kolaylaşıyor. Ağız ve diş yapımızın mikropların birikmesine uygun bir vasat olduğunu bilmemiz nasıl ağız ve diş sağlığımız için çabamızı artırıyorsa, önyargıların zihnimizde hep bulunduğunu, her an zihnimizi etkileyebileceğini bilmemiz de onları ıslah etmemizin yollarını aramamıza neden oluyor. Deneyelim o halde…

Önyargı, hepimiz için kaçınılmazdır çünkü: Dünyayı daima kategorilere ayırır, şeyleri ve olayları sürekli kategoriler halinde değerlendirmeye tabi tutarız, bu bir. Toplumda birbirimizi benzeş veya farklı olmaya göre ayırt eden ve/veya buna zorlayan süreçler vardır, bu iki. Üçüncüsü, “biz” olabilmemiz için mutlaka bir “öteki”ne ve dördüncüsü kolektif belleğe ihtiyaç olmasıdır. Bu dört nokta, toplumsal, kolektif kimlik inşasının taşıyıcı kolonlarını oluşturur. Bir yanda benzeşmeye ve özdeşime, diğer yanda farklılaşmaya ve ayrışmaya duyulan psikolojik ihtiyaçlar, gerek bireysel gerek toplumsal kimlikler için her kapıyı açacak anahtardır. “Öteki” ihtiyacı, kimlik inşasında öyle önemli bir yerde durur, öyle bir rol üstlenir ki, onu kavrayamazsanız “önyargı” ile birli...

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Merhametten maraz doğmaz! 12 Eylül 2019 | 231 Okunma “Benden nefret et ama bana acıma!” 08 Eylül 2019 | 196 Okunma Merhamet esastır çünkü... 05 Eylül 2019 | 170 Okunma Merhameti kavramak zordur 01 Eylül 2019 | 148 Okunma Adalet, merhametten koparsa 29 Ağustos 2019 | 148 Okunma