Hatırlarsınız, 2005’te Paris banliyölerinde büyük bir isyan patlak vermiş, entelektüeller, o zaman dahi, isyancı göçmen gençlerden yana tavır almıştı. Böyle zamanlarda hep Cezayir’de sömürgeciliğe karşı isyanı anlamaya çalışan, destekleyen Fransız psikiyatr Franz Fanon gündem oluyordu. Aydınların çoğu, onun tezlerinden yola çıkarak Paris banliyölerinde sömürgelerden gelen “sözden dışlanmış çocukların” isyanını ve yakıp yıkmalarını “görünür olma, saygı görme, kısaca tanınma talebini yansıtıyor” diye yorumluyorlardı. Maalesef onlardaki bu cevvalliği, İslamofobi karşısında göremiyoruz. Söz konusu olan Müslümanlık oldu mu (ki Paris banliyö isyancılarının çoğu, dini kimliklerini ön plana çıkarmamış Müslüman gençlerdi) onların insan olarak haklarını savunmak konusunda, bir hevessizlik baş gösteriyor.