FETÖ tipi örgütlerde, başka topluluklarda göremeyeceğimiz
istisnai haller ve davranış kalıpları ortaya çıkar. Dünyevi çıkar
ile uhrevi kurtuluş ideali öylesine iç içe geçer ki, birbirlerini
kollamak için her türlü hukuksuzluk ve ahlaksızlığı mubah hale
getirirler. Ortak grup yaşantısı ve aynı lidere tapınma, üyeleri
yüz ifadeleri, jest ve mimikleri açısından bile giderek
birbirlerine benzeştirir ama aynı ölçüde bulundukları toplumdaki
diğer insanlardan uzaklaşmaya başlarlar. Farklılaşmalarının görünür
hale gelmesinin önüne geçebilmek amacıyla takiyyeye başvurmak
zorunda kalırlar. En büyük takiyyeyi kendilerine yaparlar.
Neresinden bakılırsa bakılsın bir gizli örgüt oldukları açık olduğu
halde, bir dini cemaat ya da hayır amaçlı bir camia olduklarına
inanmak için nefslerini zorlarlar. İçeride başka, dışarıda başka
olan, takiyyeye dayalı bir yaşama tarzı, onların ahlak ve
karakterlerindeki dejenerasyonun temelini oluşturur.
Dershanelerin, yüksek puan peşinde olan gencin ve çocuğuna dini
eğitim aldırmak isteyen ebeveynin kullanılması… Üyelere
yararlanabilecekleri bir çıkar ağı oluşturulması… “Türkçe
Olimpiyatları”, Abant Platformu… Siyasete uzak olduğunu söyleyip
her siyasi partide yer almaya çalışma… Tüm bunlar, paralel devlet
yapılanması; özellikle eğitim, idare, yargı ve ordu ve poliste
alınabilecek tüm yerlerin zapt edilerek son vuruşun yapılacağı,
“nihai an”a hazırlanmak içindir. Önemli olan sadece budur.