Erol Göka Yeni Şafak Gazetesi

Travma tarihimize bir kara gün daha

Toplumun sürekli seçime yapmaktan kendi hayat planlarını yapamaz hale geldiğini ve yorulduğunu iç-dünyama bakarak gözlemlemeye başlamıştım. Artık siyasetten ziyade asıl zihni uğraşılarım olan...

15 Ekim 2015 | 105 okunma

Toplumun sürekli seçime yapmaktan kendi hayat planlarını yapamaz hale geldiğini ve yorulduğunu iç-dünyama bakarak gözlemlemeye başlamıştım. Artık siyasetten ziyade asıl zihni uğraşılarım olan felsefeyle, psikolojiyle, maneviyatla ilgilenmek, bu alanlardan modern hayatımıza eleştiri yöneltmek istiyordum. Lakin bir yandan da yeni Türkiye gerçekten kurulmadan siyasi mücadeleden kopmak hiç içime sinmiyordu. Kendime 1 Kasım Seçimi'ne kadar zaman tanıdım. Seçimden sonra siyaset hayatımda olması gerektiği kadar yer alacak, “taş yerinde ağırdır” deyip işime bakacaktım.

Bugünkü yazımda, 7 Haziran'da daha önce hep oy verdikleri Ak Parti'ye değil de HDP'ye yönelmiş olan mütedeyyin Kürt seçmeninin 1 Kasım'da tavrının değişip değişmeyeceğini ele almayı planlamıştım. Birçokları gibi ben de epey zamandır bunun üzerine kafa yoruyordum. Galibi ihtimal, mütedeyyin seçmen bu seçimde de büyük oranda HDP'de kalacak diye düşünüyor, başkalarından farklı olduğunu sandığım çıkış noktamı tartışmak istiyordum. Çözüm Süreci ile birlikte, sürecin doğal bir komplikasyonu olarak pandoranın kutusu açılmış, etnik kimlik gerçekliği ortaya çıkmıştı. Dindar olsun olmasın her Kürt, etnik kimliğine kolektif ve bireysel kimliğinde bir yer açmak zorundaydı. 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Merhametten maraz doğmaz! 12 Eylül 2019 | 231 Okunma “Benden nefret et ama bana acıma!” 08 Eylül 2019 | 196 Okunma Merhamet esastır çünkü... 05 Eylül 2019 | 170 Okunma Merhameti kavramak zordur 01 Eylül 2019 | 148 Okunma Adalet, merhametten koparsa 29 Ağustos 2019 | 148 Okunma