Tüketim olgusu, modern hayatın her cephesine sirayet etmiş
vaziyette. Bu, modernliği geçmiş toplumlardan ayıran temel özellik…
Tüketimi, malların, alınış ve kullanılış biçimlerini ve bu süreçte
ortaya çıkan değerler sistemini de kapsayan bir olgu olarak
tanımladığımızda, yaşadığımız toplumu daha iyi anlayabiliriz… Zaten
antropologlar, kültür araştırmacıları ve birçok düşünür, tüketimi,
statülerin, hiyerarşilerin, sembol ve göstergelerin kullanımına
dayalı olarak ele alıyorlar…
Tüketim toplumunda metalaşma, bir heyula gibi her şeyin üzerine
siniyor, maddi bir değere tekabül etmeyen birçok hizmeti, duyguyu,
nesneyi, ilişkiyi piyasa şartlarına endeksliyor. Bu durum, kültüre
de yansıyor, kültürel değerler, ürünler ve ihtiyaçlar da neredeyse
tamamen pazar koşullarında şekilleniyor… Bununla kalsa iyi, pek
tabii olarak kimlik inşası ve benlik algısında da tüketim ürünleri
belirleyici… Metalar bizatihi benlik projeleri sunuyorlar, ona göre
kültürel ve toplumsal değer kazanıyor, kazandırıyorlar.
Oluşturulmuş benlik ve kimliğin sergilenmesi için de yine metalara
başvuruluyor, böylece, tüketim toplumu, aynı zamanda gösteri
toplumu haline geliyor…