- Temmuz 1974, Atina’da Washington’un desteği ile gelen faşist
Albaylar Cuntası hâlâ iktidarda. ABD ise Kıbrıs ortak
cumhuriyetinin başında olan Makaryos’tan çok
rahatsız. Tito ve Nasır ile
“üçüncü dünyacılar” içinde yer alan Makaryos’un bölgedeki Amerikan
çıkarları ile hiç de örtüşmeyen çizgisinin değişmesini
planlıyor.
Atina’daki Albaylar Cuntası’nın adamı “Eoka”cı Nicos
Samson ile anlaşıp onu Makaryos’un yerine getirmek
istiyor. Albaylar Cuntası ise 1959 ve 1960’ta imzalanan Londra ve
Zürih anlaşmaları ile Ankara’nın elde ettiği garantörlük yetkisi ve
Kıbrıs Cumhuriyeti içinde Türklerin eline geçen yetkilerden dolayı
adadaki “etkili Türk siyasi varlığından rahatsız”. Türkiye
Kıbrıs’ta Yunanistan’la birlikte asker bulundurabiliyor.
Nicos Samson darbesi ile bir taşla iki kuş vurulacak: Türkiye ve
Kıbrıs Türkleri, adadaki ve bölgedeki etkilerini tamamen
kaybedecekler: adanın tamamı fiilen Albaylar Cuntası’nın yönetimine
geçecek: bölgedeki petrol ve doğalgaz kaynakları daha o günlerde
biliniyor.
- Ancak, Nicos Samson’un 15 Temmuz’da adada Türklere karşı başlayan
ve Makaryos’u da hedef alan saldırıları sonuç vermiyor: 2 gün sonra
Samson, Türk tarafına haber salıyor: “Makaryos’u indiremiyorum,
gelin artık işbirliği yapalım, onu indirdikten sonra birlikte işi
götürürüz”. Bunu bana bizzat Denktaş anlattı.
(*)
Bu öneri herhalde, Washington’un bilgisi (ve onayı) olmadan
yapılamaz. Öneri Türkler (ve Ecevit) tarafından
derhal reddediliyor. Ve 20 Temmuz’da Ecevit hükümetinin kararı ile
Kıbrıs Barış Harekâtı için düğmeye basılıyor.
- Washington (A) planı işlemeyince (B) planını devreye sokuyor:
Cunta ve Samson, Makaryos’u indiremiyor: Ankara’...