Erol Manisalı Cumhuriyet Gazetesi

ABD Suriye ve Irak’tan kesinlikle çekilmez

Böyle düşünenler, “ya örtülü Amerikancıdır” ya da küresel dengeleri göremeyen ve “günlük haberlerden” ileriye geçemeyen kişilerdir. Amerika’nın askeri, siyasi ve iktisadi olarak Suriye...

10 Nisan 2018 | 279 okunma

Böyle düşünenler, “ya örtülü Amerikancıdır” ya da küresel dengeleri göremeyen ve “günlük haberlerden” ileriye geçemeyen kişilerdir. Amerika’nın askeri, siyasi ve iktisadi olarak Suriye ve Irak’ı bırakmamasını gerektiren bölgesel ve küresel öğeler şunlardır:
1) Amerika’nın terk etmesi demek Körfez, Türk boğazları (İstanbul-Çanakkale) ve Süveyş üçgenini en büyük rakipleri (ve düşmanları) Rusya ve Çin’e bırakması demektir. Özellikle Çin karşısında küresel boyutta gerileme içinde olan ABD’nin bunu göze alması intihar anlamına gelir. Ayrıca, diğer düşmanı İran da bölgede etkinliğini artırır.
Zaten ABD Kuzey Suriye’de kurmakta olduğu dev askeri üs ile, Fransa ve İngiltere’ye de “bayrak göstererek”, bölgede İsrail ile birlikte kendi egemenliğini derinleştirmek istiyor.
2) ABD (ve AB’nin) koçbaşı projesi, kendisinin ve İsrail’in emrinde bir büyük Kürdistan’ı gerçekleştirmek için Suriye ve Irak’ta “sürekli” kalması gerekir. Aksi halde Ankara, Tahran ve Şam buna izin vermez. Bu nedenle YPG (ve PYD’yi), Fransa ve İngiltere’yi de yanına alarak, askeri ve siyasi olarak destekliyor. Türkiye, İran ve Araplara karşı “gelecekteki en büyük kozu olarak görüyor”, tabii İsrail ile birlikte.
3) Yarın İran’ı vurabilmesi ve parçalayabilmesi için Suriye ve Irak’ta güçlü bir askeri varlığının bulunması gerekir. Yalnız İran’a karşı değil, Türkiye’ye karşı da özellikle Kürdistan projesi için düşünebilecektir. FETÖ ile yapamadığını, YPG ve PKK ile birlikte yapma fırsatını kollayacaktır.
AKP’nin Sünni boyutlu bölgesel dış politikalarını, “mezhep çatışmaları için kullanma olanaklarını” değerlendirmeye çalışacaktır. Suriye konusunda Ankara-Şam kavgası ile bunu başardı.
ABD bundan sonra da, Suriye ve Irak’ta asker...

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sansür, demokrasi ve araçlar 18 Ekim 2022 | 196 Okunma Devlet olmanın nitelikleri 11 Ekim 2022 | 199 Okunma Örtülü iç savaş mı? 04 Ekim 2022 | 267 Okunma Başarı mı, yoksa ... 27 Eylül 2022 | 112 Okunma Türkiye’nin stratejik konumundaki çelişkiler 20 Eylül 2022 | 161 Okunma