Bugün yerinde yeller esen Tepebaşı’ndaki eski şehir tiyatrosunda
Münir Özkul’un “içmeee” diye,
Arsenik oyunundaki haykırışını hayatım boyunca hiç unutmadım.
Teyzelerinin misafire ikram ettiği şurubun içinde öldürücü arsenik
vardı. Sonra nedense “Arsenik” yerine “Ahududu” adı verilerek
yıllar sonra yeniden oynandı. Arsenik “Ahududu” yapılmıştı,
orijinal zehir adı, “ahududu” kandırmacasına dönüştürülmüştü.
Bana bugün yaşamakta olduğumuz “ahududu pazarlamalarını”
anımsatıyor. “Arsenik”ten “ahududu”ya yabancı yatırımlardan
“siyanüre”! Bugün de siyanürlü “altın”, ahududu oyununu oynayarak
sürdürülmektedir. Dün Münir Özkul’un attığı “içmeee” çığlıklarını
bugün aklı başında insanlar, çevreciler, ağacı, doğayı, insanlığı,
ulusal çıkarları, uygarlığı seven yüz binler, milyonlar atıyor. Ama
“siyasiler” kulaklarını kapatıyorlar, hâlâ içirmeye
çalışıyorlar...
- “Piyasalaştırıyoruz”, özelleştiriyoruz diye ormanlardan
nehirlere, Türkiye’nin içini boşaltıyorlar.
- Uzun yıllardan beri, Atatürk döneminden
başlayarak Devlet Planlama Teşkilatı dönemi (DPT) boyunca yapılan
kamu yatırımları yalnız devletin değil, ülkenin de elinden
çıkarılıyor.
- Uluslararası tekeller (ve arkasındaki devletler) Türkiye’nin
geleceğine egemen hale getiriliyorlar. Son 16 yılda
“özelleştirilen” kamu yatırımlarına baktığımızda devletin
boşalttığı alanların, yabancı tekeller ve yeni ithalat faturaları
ile doldurulduğunu görüyoruz.
- Devletin yatırımlarının ve kurumlarının çekildiği Anadolu’da
işsiz kalan nüfus hızla arttı. Bunlar ya büyük kentlere
“kaçıyorlar”, ya da PKK’nin ve “dinci” örgütlerin himayel...