Bugün Türkiye’nin “yönü” tartışılıyor. Batıcılar, Asyacılar ve
siyasal İslamcılar olarak yön gösterenler ortalıkta.
Anadolu kültürü “Pers’ten eski Roma’ya, Mezopotamya’dan Asya’ya bir
sentezdir: Ben bir Sümer’im, Hitit’im, Doğu Roma’yım, Asya’yım ve
Türk’üm”.
Yunanlı dostum, 20 dil bilen Prof. Cosmos
Megalommatis, “Klasik Uygarlığa Yeni Yaklaşımlar” başlığı
altında 1980’li yıllardan beri yaptığı yayınlarda şunu söyler:
“Avrupa’nın Roma ve Atina’ya oturttuğu ‘klasik uygarlık’ yanlıştır:
Avrupa uygarlığı Mezopotamya’daki 20’den fazla uygarlığın bir
sentezidir” tezini savunur.(*)
Atatürk’ün “tango”su ve “zeybek”i bu tezin vurucu
bir özetidir. “Ne Mutlu Türküm Diyene” özdeyişi de aslında, Anadolu
Türkiyesi’nin bir yansımasıdır.
Çanakkale’de başlayıp Dumlupınar’da biten ve Lozan’da sonuçlanan
emperyalizme karşı savaşta Anadolu insanının (ve kültürünün)
binlerce yıldır biriken soluğu vardır.
Bu kültür “Arapçı” değildir: Amerikancı, Rusçu ve Çinci de
değildir. Avrupalı mı? Avrupa çağdaş uygarlığını doğuran kökler
Sümer’den Hitit’e, Mezopotamya’daki 20’den fazla kadim uygarlığın
üzerine oturan Batı ve Doğu Roma’nın ise, zaten kökeni Anadolu’dur,
Mezopotamya’dır.
Atatürk’ün zeybek ve tangosu bu zengin çeşitliliğin bir sentezidir.
Aynı zamanda Prof. Megalommatis’in tezinin özetidir, Atatürk
devrimlerinde görüldüğü gibi.
Fatih, Atatürk ve bugünkü siyasiler
Atatürk’ün Cumhuriyet Türkiyesi’nde yaptığı sentezi
Fatih, zamanında uygulamış, yaşamış ve
yaptırmıştır. Avrupa’dan ressamlar getirmesi, Macarlardan as...