Adam söyleyebilir, ağzına gem vuramazsın ki. Ama asıl önemli
olan başka: “2+2”nin beş etmediğini, adamın parasını kumarda
kaybetmediğini bilen “kimi uzmanların” olayı- medyada,- “ciddi
ciddi” tartışması.
- “2+2”nin beş etmediği (veya ettiği) yasalara uygun mu değil mi:
adamın soyulmadığını ve kumarda kaybettiğini hepimiz biliyoruz ama
“ya soyulsaydı”! Adam o zaman haklı çıkmayacak mıydı, işte bu çok
önemli!
Anayasa hukukçuları, bıyıklı baba yasa hukukçuları saatlerce,
günlerce, haftalarca konuşuyorlar, tartışıyorlar. Bana göre
“tartışma oyununu” oynuyorlar: ne söylersen söyle, en büyük yalanı
da söylesen iki kişiden biri alkışlıyorsa yüzde elli haklısın
demektir, yetmez mi...
- “Savaşta” esas olan nedir, “düşmanı” şaşırtmak değil mi? En büyük
yalanı söyleyerek “en büyük şaşkınlığı” yaratacaksın. Tanklar oraya
saldırırken sen de arkadan vurup savaşı (ve seçimi)
kazanacaksın.
Savaşta (ve siyasette) esas olan hedefe ulaşmak değil mi? En büyük
yalan, en büyük şaşırtma, en büyük sonuç: koskoca 16 milyon,
neredeyse İskandinav ülkelerinin tamamı kadar, İstanbul’dan söz
ediyorum.