Çağdaş uygarlık ve demokrasi, bireyin (vatandaşın), toplumun (ulusun) ve devletin arasında ortak yararları ve refahı sağlamak için vardır. Binlerce yıllık insanlık tarihi sonucu, bu bütünleşmenin araçları ve kriterleri de belirlenmiştir: Katılımcı demokrasi ve sosyal devlet.
Sistem, laiklikten hakların dengelenmesine ve hukukun üstünlüğüne kadar kabullenilmiş öğelerle beraber yürür.
Cumhuriyet Türkiyesi kurtuluş ve kuruluşunda bireyi vatandaş, halkı toplum (ve millet), “saltanatı” da çağdaş devlet yapmak amaçlarını güttü ve dünyaya örnek oldu.
Bugün bu hedeflere (ve Atatürk Türkiyesi’ne) karşı çıkmaya çabalayan siyasal İslamcılar, tarikatlar ve bunlarla sürekli birlikte çalışmış olan emperyalist küresel odaklar “vatandaş-millet-devlet” üçgenindeki bütünleşme yerine, “köle-kabile-emperyalizm” üçgenini getirmeye çabalayan cephenin işbirlikçileridirler.