Adanın geleceği, Kıbrıs Türkleri ve Türkiye’nin çıkarları: bu üç öğenin (ve boyutun) bütünleşmesi Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklerinin yaşamsal çıkarlarının olmazsa olmazıdırlar. Ancak ne yazık ki ne Türkiye’nin yaşamakta olduğu iç “çelişkiler ve bunalımlar ortamı” ne de KKTC iç dengeleri buna şimdilik olanak tanıyor:
- Ankara’da, iç ve dış politikayı “iktidarda kalma önceliğine” göre dayatmaya uğraşan bir iktidar var:
- KKTC’de de aynen bizdeki gibi, “Batıcılar ve federasyoncular” söz konusu.
- Ve bu ortamı bir fırsat olarak değerlendirmek isteyen Yunanistan, ABD ve AB üyesi devletler, kendi Akdeniz çıkarlarına göre Türkiye ve KKTC aleyhine kullanıyorlar.
Daha önce bu köşede çok yazdım: Türkiye’nin Akdeniz ve Ege’de hapsedilmemesi KKTC’de siyasi, iktisadi ve askeri varlığını sürdürmesine bağlıdır. Zaten 59 ve 60 Londra ve Zürih anlaşmaları ile Türkiye, İngiltere ve Yunanistan ile birlikte Kıbrıs Adası’nın üç garantör ülkesinden biridir.