- Herkes her şeyin “fiilen yaşayarak farkında”, ama bütün bu olağanüstü olumsuz gidişe karşın hiçbir şey yapılamıyor.
- Bireyler, “yani vatandaş” işsizliği, açlığı, baskıyı yaşıyor: AKP’ye oy verenlerin çok büyük çoğunluğu dahil, ama olumsuzluklar yine de sürüyor. Siyasal parti liderleri “gerçekleri dile getiriyorlar”: hiç gerek yok aslında, vatandaşın çok büyük çoğunluğu, aydınlar, demokrasiden yana tavır koyanlar “eziliyorlar”, ama yine gidişat aynı.
- Neden mi sonuç alınamıyor, çünkü vatandaş sadece “sandık demokrasisi” ile yönetiliyor. 3-4 yılda bir sandığa gidiyor oyunu veriyor. Ya da son İstanbul seçimlerinde olduğu gibi “İstanbullunun çoğunluğunun isteklerine”, iktidar hayır diyerek karşı çıkıyor, engelleme yapıyor: vatandaşın çoğunluğunun talebi hiçbir anlam taşımıyor.
Evet, vatandaşın talebinin iktidarlar tarafından yerine getirilmesi için, “demokratik sivil toplumsal örgütlenmelerin” Hollanda’da, Fransa’da, hatta İspanya ve İtalya’da olduğu gibi etkili olması gerekir.