AKP ve CHP liderleri arasında kan gövdeyi götürürken, görüşleri
birleşen iki insanın “dış politikada” aynı çizgide buluşmaları bana
ilginç geldi. İktisat Fakültesi Mezunlar Cemiyeti’nin “İktisatçılar
Haftası”nda onlarla beraber oldum.
- AKP kurucusu ve eski Dışişleri Bakanı Yaşar
Yakış AKP’nin Suriye, Rusya ve ABD konusundaki
yanlışlarını ortaya koydu. Suriye’de Şam ile beraberlik yerine
Esad karşıtlığını eleştirdi. AKP’nin (ve
Erdoğan’ın) ABD ve Rusya ile ilişkilerinde, “köklü
angajmanlar yerine, birine yaslanmadan ve polemiklere girmeden
hassas ve yumuşak bir denge politikası izlemesi gerekirdi” diye
eleştiride bulundu.
- CHP’nin bir dönem, dış ilişkilerden sorumlu genel başkan
yardımcılığı görevini üstlenen eski büyükelçi Faruk
Loğoğlu da AKP’yi eleştirirken benzer görüşleri savundu.
İki önemli AKP’li ve CHP’li insan, dış politikada aynı çizgide
birleşmişlerdi. Oysa bugün Erdoğan ve Kılıçdaroğlu
dış politikada 180 derece farklı görüşleri, en ağır sözlerle
birbirlerini eleştirerek savunuyorlar.
Bu çelişkinin arkasında yatan, “iç rejim ve siyasal İslam
faktörlerinin yarattığı ayrışmayı ortaya koyan bir konuşma yaparak
tartışmalarda taraf oldum”. Ulusal politikada, birleşmeyi
engelleyen negatiflerin neler olduğunu anlattım. Bu negatifler,
Yaşar Yakış’ın görüşlerinin AKP’de uygulanamayacağının esas
nedenleridir.
15 Mart’ta Sözcü’de Aytunç Erkin yazısında, benim
Türkiye’nin dış politikasındaki önerilerime yer vermiş. 7 Mart
2002’deki konuşmamda ve sunduğum tebliğden söz etmiş. Ergenekon ve
Balyoz’un ABD tarafından hazırlanmakta olduğunu anlatmıştım. (*)
Zaten bir süre sonra da, çok üst düzey bir yetkili
tarafından...