- Ankara’nın (ve Erdoğan yönetiminin) dış iliş
kilerinde bugün Suriye, ABD, AB ve Rusya bağlamında saplandığı
sorunların temelinde Ankara’nın AKP döneminde derece derece artan
“ideolojik siyasal İslam” önceliği yatmaktadır.
Bu bağlamda iç dinamikler ile dış ilişkiler “birbirleri üzerinde
yığımlı olarak olumsuzluklar yaratan bir boyutta yürümektedir”.
-Önce ABD ile “ılımlı İslam, Müslüman Kardeşler, BOP, Kürt açılımı,
Suriye’nin bölünmesi” konularındaki yakınlaşmalar ve işbirliği ile
AKP, ABDtarafından FETÖ tuzağına itilmiştir.
-Bütün bu yanlışlar paketi, 15 Temmuz2016’daki ABD-FETÖ girişimini,
“BOP ve Kürdistan konusunda bugünkü noktaya getirdi”.
-AKP’nin siyasal İslam öncelikli “bölgesel ve küresel yaklaşımları
bu ortamın hazırlanmasının yolunu açtı”.
-Ankara (ve Erdoğan) Şam ile (Esad’la) karşı
karşıya getirilerek ABD ve İsrail’in “Suriye Kürdistanı konusundaki
yolu açıldı” ve ABD hiçbir zaman çıkmayacak (ve çıkamayacak) bir
biçimde Suriye’nin sınırımızdaki bölgesine yerleşti. Üstelik YPG ve
PYD ile birlikte bu oluşumu ortaklaşa sağladı ve Kürdistan
projesinin temelini Suriye’de güçlendirdi.
-Rusya da ABD’nin FETÖ girişimi ertesinde, yalnız sağ kolu Esad ile
değil, onun düşmanı Erdoğan (ve Ankara) ile, adeta mecbur ederek
işbirliğini artırdı. S-400’lerden nükleer santrala ve enerji
bağımlılığına kadar kozları eline geçirdi.
-Ankara’nın “siyasal İslam önceliğini esas alan dış politikası”
Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve KKTC çevresindeki çok önemli kaynakları
ve yolları, fiilen kaybetmemize yol açtı. Mısır, İsrail,
Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi, ABD ve İtalya bölgenin geleceğini,
Rusya ile birlikte belirleyecek bir noktaya...