ABD-Avrupa-Rusya-Çin hattında yeni küresel dengeler kurulurken ortada sıkıştırılan Türkiye, en kötü biçimde çalkalanıyor. İç yapımızdaki “değişim ve bozulmalar”, küresel güçler tarafından kullanılan ideal bir ortam yaratmış durumda.
“Mahşerin dört atlısına” karşı, içerde ulusal politika belirleyemeyen: asgari müştereklerde birleşemeyen iç dinamikler, “siyasal İslamın denetimine sokulmuş bulunuyor”.
Soğuk Savaş sonrası bir dizi gelişmenin bizi nasıl bu noktaya getirdiğini hatırlayalım ve yarın için çözüm arayalım:
1) Özal’ın ABD ve İngiltere ile birlikte Körfez’e dalma kararına asker, Torumtay’ın istifası ile karşı çıkıyor. Ve malum dış çevreler TSK’nin tasfiyesine karar veriyor. Eşref Bitlis, Muavenet, Mumcu olayları Ergenekon veBalyozun ilk adımları oldular. FETÖ yeraltından çıkarılıp piyasaya sürüldü.
2) Erbakan anti-Amerikan olduğu için 28 Şubat’ta tasfiye ettirildi. Onun yerine “uyumlular” desteklendi.
3) Ecevit koalisyonu BOP’a direndiği için, “içerden” sabote edildi ve dağıtıldı. Yerine BOP’a destek verenler getirildi.
4) Ancak onlar bile 1 Mart 2003’te tezkereyi TBMM’den geçiremediler TSK’nin tasfiyesi kararından sonra Meclis’in de tasfiyesi gerektiğine inandılar.
Ve bitmiş olan PKK terörünü yeniden devreye soktular. Güneydoğu ve Kuzey Irak’a, Suriye’yi (YPG’yi) eklediler. Güney sınırımız Irak ve Suriye’de Barzani, YPG ve ABD ordusunun eline geçti. Suriye paylaşımında Rusya da devreye girdi.
5) Rusya-Çin hattında bu cephenin bir uzantısı ve parçası olan İran ile Türkiye karşı karşıya getirilmek isteniyor. ABD ile Avrupa (Almanya hariç) bunun peşinde.
6) S.Arabistan, Katar ve emirlikler bir maşa gibi kullanılarak, S.Arabistan (ve Körfez) cephesine Ankara da dahil edilmek isteniyor.
Bütün bunlar için ordunun ve rejimin değiştirilmesi gerekti. 15 Temmuz darbesi bunun için başlatıldı. ABD,FETÖ’lü veya onsuz bu işi yürütme gayretinde.