Ersin Çelik
Ersin Çelik Yeni Şafak Gazetesi

Ön seçim: Özgür Özel kamburunu atıyor

Coğrafyanın kodları, mevcut dengeleri değişiyor, dünyada yeni siyasi hizalanmalar sahneleniyor, biz hala CHP’nin iç hesaplaşmalarını, parti içi kaosunu konuşuyoruz. Ancak bu yazının da yazılması gerekiyor. Bugün CHP’deki üst düzey kaynağımla yaptığım görüşmenin diğer notlarını aktaracağım. Önceki, ‘ Şaibeli Kurultay ’ yazımın CHP içerisinde ciddi rahatsızlıklara neden olduğunu haber aldım. Kaynağımın, para karşılığında Özgür Özel’e oy verdiği iddia edilen CHP’lilere yönelik “Para alan delege kendi

14 Şubat 2025 | 252 okunma

https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/trac

Coğrafyanın kodları, mevcut dengeleri değişiyor, dünyada yeni siyasi hizalanmalar sahneleniyor, biz hala CHP’nin iç hesaplaşmalarını, parti içi kaosunu konuşuyoruz. Ancak bu yazının da yazılması gerekiyor.

Bugün CHP’deki üst düzey kaynağımla yaptığım görüşmenin diğer notlarını aktaracağım. Önceki, ‘Şaibeli Kurultay’ yazımın CHP içerisinde ciddi rahatsızlıklara neden olduğunu haber aldım. Kaynağımın, para karşılığında Özgür Özel’e oy verdiği iddia edilen CHP’lilere yönelik “Para alan delege kendi memleketine gittiği zaman hal ve hareketleri değişmiyor mu? O delegelerin, çocuklarının hepsi belediyelerde çalışıyor” sözlerinin araştırılmasını isteyenler var. Dünkü ‘Siyaseten’ programımızda Aydın Ünal da dikkat çekti: Kurultayda oluşturduğu ileri sürülen para ilişkisi ağı MASAK’ın incelemesiyle ortaya çıkarılabilir. Soruşturmayı yürüten savcı gerek duyarsa çok rahat ortaya çıkar.

Kaynağım, CHP’nin kodlarının nasıl değiştirildiği ve gelecekte neler olabileceğine dair şu sözleri ise parti içinde birilerini çok rahatsız etmiş: “Artık CHP üyeleri, delege olmanın para kazandıran bir şey olduğu kanaatindeler. Herkes şu an milletvekilliğini, bakanlığı kenara bırakmış, delege olmaya çalışıyor. Çünkü delege olmak artık para ediyor.”

CHP’den görüştüğüm farklı bir isim, “O eleştiri, tüm delegeleri itham altında bırakıyor ama 38. Kurultay’ın oluşturduğu hasarın nelere sebep olduğu da ortada” dedi. Edindiğim izlenim, şaibe tartışmaları daha çok su götürecek.

Şimdi gelelim CHP’nin ve haliyle memleketin de bir başka gündemi olan ön seçim meselesine. Seçim takvimine göre 3 yıl 3 ay sonra (Mayıs 2028) yapılacak cumhurbaşkanı seçimlerinin adayını şimdiden belirlemek CHP’yi yeni tartışmaların içine sokacak gibi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in önümüzdeki salı günü grup toplantısında, ön seçim tarihini 23 Mart olarak açıklaması bekleniyor. Genel başkan, iki belediye başkanı bir de eski genel başkan arasında sıkışmış partide ara bir heyecan yaşanacak, şimdiden bir isim etrafında toplanılacaktı. Ne var ki Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, seçimlere katılmayacağını açıklayarak bu olası sinerjiyi dağıttı. Rakibinin “seçilmişliğini” de en başından boşa düşürdü. Anketlerden açık ara muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı çıkan Yavaş’ın ‘ben yokum’ hamlesi CHP içerisindeki üye ve delege yapısının kimin güdümünde olduğunu çok iyi bildiğini de gösteriyor.


“EKREM BEYİ SIRTINDAN ATMAYA ÇALIŞIYOR”

Peki bu seçim neden yapılıyor? CHP’deki “gerçek lider” artık belli olsun diye mi? Üstelik sonucu, ön seçim önerisi ortaya atıldığı anda belliydi. Açıkçası ön seçim, Ekrem İmamoğlu’nu kendini konumlandırma hamlesi olarak okunuyor. Ama öyle de olmayabilir. “İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı ilan edilince İstanbul ne olacak?” sorusu havada asılı dururken, Özgür Özel’in aslında siyaset mühendisliği denemesi yaptığının izlenimini de edindim. CHP’deki kaynağım görüşmemizde şunları söyledi: “Siyasette herkes bir şekilde kendi bekası için olası rakiplerini ekarte etme adına bu yöntemleri kullanır. Özgür Bey de kanaatimce Ekrem Bey’i sırtından atmaya çalışıyor gibi geliyor bana.”


“SEÇİMİN KAZANILAMAYACAĞINDAN EMİN OLUNMUŞ”

Bu nasıl bir sırttan atma? Aksine yüceltiyor, yükseltiyor… CHP’deki kaynağımın öngörüsü şöyle: “Erken aday açıklamasının manası şudur: Bu seçimin kazanılmayacağından emin olunmuş. Özgür Bey de aday mükellefiyeti ve mesuliyetini sırtından atıyor, ön seçim yoluyla. Kaybedildiğinde ‘adayı siz seçtiniz’ diyecek. Hem de ‘Son anda belirlemedik. Bak iki yıl önceden, üç yıl önceden belirledik’ diyecek. Şu an onun altını yapıyor Özgür Bey.”

Mansur Yavaş’ın ön seçime girmeme defansı da CHP içinden gelen yukarıdaki öngörüyle alt alta okuyabiliriz. Dün Yeni Şafak, Yavaş’ın yakın çevresine adaylık iddiasından vazgeçmediğini söylediğini ve “adaylık iddiamız bakidir” dediğini yazdı. Ancak bir yandan da Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu birlik beraberlik fotoğrafı verdi. Kaynağıma CHP için kritik sayılan üçlü zirveyi de sordum.


YAVAŞ MASAYA ANKETLERİ KOYMUŞ

O toplantıya dair “kesin bilgi” diyerek şunları söyledi: Mansur Bey o görüşmede masaya bütün anketleri koymuş. Ön seçimi doğru bulmadığını söylemiş ve şunu net olarak ifade etmiş: ‘Aday da olmayacağım ama anketler böyle giderse kesin olarak 100 bin imzayla aday olurum.’ demiş. Masada tavrını sergilemiş, ‘Bana dönük bir talep var. Seçim sürecinde kadar takip edeceğim. Talep devam ederse ben bu mesuliyeti almak zorundayım. Millet böyle bir vazife veriyor’ demiş açıkça. Ekrem Bey de bozulmuş haliyle. Yani öyle bir tablo olacak ki Ekrem Bey ön seçimden çıkacak, Mansur Bey 100 bin imzayla çıkacak. Nasıl olacak bu iş? Kim Türkiye’ye ne vaat edecek? Hangi programı anlatacaklar? Çok zor.”

Kaynağımdan son olarak, CHP’nin mevcut havasını nasıl kokladığını da yorumlamasını istedim.

Ön seçim ve Özgür Özel’in iki belediye başkanı ile yaptığı toplantı parti içinde nasıl karşılanmıştı?

Tek kelimeyle “rahatsızız” dedi. Belediye başkanları ile yapılan toplantı Parti Meclisi’ne bilgi verilmeden yapılmış. Ağır toplar, belediye başkanlarının parti adına karar aldığı ve MYK, Parti Meclisi ile milletvekili gruplarının yok sayıldığı inancına kapılmışlar. Edindiğim izlenim CHP’de partinin kodlarıyla hareket eden politik akıl devreden çıkmış gibi. Bu rahatsızlık, ön seçim dayatması yapısal krize dönüşebilir.

İki yazıyla şaibeli kurultay ve ön seçimin CHP içindeki yankılarını yazdım. Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan Asya turundaydı. Endonezya, Malezya, Pakistan’ı ziyaret etti. Çok sayıda ticari anlaşmalar imzalandı. Türkiye’nin bu ülkelerle ticaret hacmini 25 milyar dolara çıkaracağı konuşuluyor. Sadece Endonezya 60 adet TB3 ve 9 adet de Akıncı SİHA satın alacak. Liderlere hediye edilen Togg da dünya pazarına açılmasının arifesinde Asya’da gündem oldu.

Bu arada Erdoğan’ın üç ülkede de nasıl bir coşkuyla karşılandığını tüm dünya izledi. CHP hariç. Çünkü Özgür Özel Türkiye Cumhuriyeti Devleti heyetinin üç uçakla gittiğini diline dolamıştı. Vizyonsuzluk, sığlık tam olarak bu olsa gerek. Haliyle gündemi şaibeli kurultay ile işgal ediyorlar.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Maskeler düşüyor: ‘Çaldıysa, Tayyip’i devirmek için çaldı’ 28 Mart 2025 | 949 Okunma ‘Maskeli gençler’: HTS kayıtları ne olacak? 26 Mart 2025 | 933 Okunma Siyasi savrulma: Guaido neydi, ne oldu? 22 Mart 2025 | 164 Okunma Siyasi hizalanma: ‘Duvar’ neden yıkıldı? 19 Mart 2025 | 206 Okunma “Artıklar” ve İsmail Kılıçarslan’ın unuttuğu kelime 12 Mart 2025 | 660 Okunma