TARKİM hakkında ilk yazımı ağustos başında yazdım.
Eylül sonunda da hangarlar mühürlendi…
İş işten geçti tabii…
TARKİM personelinin ifadelerine başvurulmasını söyleye söyleye de
dilimde tüy bitti.
Gözler kör, kulaklar sağır oldu.
Aylar sonra Faruk Bayındır'ın karısı Betül ifadeye çağırıldı.
Uçaklar da geç arandı…
Cinayet izleri silindikten sonra delil aradılar!
Düğün bitti, kına meselesi gibi oldu.
TARKİM'de kirli işler dönüyor dedik, Takan olmadı.
Azılı FETÖ'cüler kaçırılıyor dedik, Aldırmadılar…
TARKİM'le ilgili yığınla şikayet vardı.
Pilotların dile getirdiği...
Dikkate alınmadı.
Aksine adamlar işlerinden oldu.
Karışan eden olmayınca TARKİM adam kaçırmaya, uyuşturucu taşımaya
devam etti.
Sadece TARKİM'in hangarının kapısı aprona açılıyordu.
Bu nasıl bir işti?
Bu nasıl bir ayrıcalıktı?
DHMİ bunu görmedi mi?
Ya polis?
Peki…
Gümrükçüler de mi?
Hepsi mi göz yumdu?
Üç maymunu oynayanlar sapık Fetullah'ı böyle korudu işte…
***
'O.C.C. departman sorumlusu Gökmen'dir' dedik.
'Sorgulayın şu adamı' diye yırtındık.